Uğur İşven

Uğur İşven

ugur.isven@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bir yıl öncesine kadar Türkiye “çek mağdurları”nı konuşuyordu. O dönemde yürürlükte olan kanun gereği, verdiği çek karşılıksız çıkan, yani küpür üzerinde yazılı tarihte, belirtilen miktarda parayı bulundurmayanlar kendini hapiste buluyordu. Yasanın sert şekilde uygulanması nedeniyle hapishaneler borcunu gününde ödeyemeyen esnaf ve tüccarla dolmuştu.
“Ekonomik suça ekonomik ceza” ilkesine aykırı bu uygulamanın ağır olduğu ortadaydı. Kamuoyundan yükselen feryatlar karşılık buldu ve değişen yasa 3 Şubat 2012 tarihinde yürürlüğe girdi. Hapis cezası kalktı kalkmasına ama yerine gelen yaptırımlar yeterli olmadı.
Piyasayı şöyle bir dolaşıp esnafa sorunca durumun vahametini anlıyorsunuz. Esnafın çoğu çekle alışverişi kesmiş. Ya da yıllardır iş yaptığı, çok güvendiği insanlar dışında kimseden çek kabul etmiyor. Yurtdışına iş yapma imkanı olanlar ise yüzünü tamamen dışarıya dönmüş. Çünkü iç piyasaya mal verdiğinde yüzde 70 zarar demek.
Oysa ülkemizde çek, piyasa ekonomisinde önemli bir ödeme aracıydı. Çarkların dönmesini kolaylaştıran, ortada dönen gerçek paranın üç-dört katı ekonomik büyüklük yaratan bir “sanal” paraydı. 3 Şubat’ta yürürlüğe giren yasa bu büyüklüğün bir anda balon gibi sönmesine neden oldu.
Verileri incelediğinizde karşınıza çıkan tablo müthiş. Yasa yürürlüğe girmeden önce yılın ilk dört aylık döneminde 14 bin olan mahkemeye intikal etmiş çek davalarının sayısı bu yıl 24 bin. Davalık olmayanları varın siz hesaplayın. Bu rakamları görünce, çek-senet mafyasına yeniden iş düşeceğini tahmin etmek zor değil.
Geçen yılın ilk dört ayında bankaların bildirdiği karşılıksız çek miktarıyla bu yılın aynı dönemini karşılaştırdığınızda dehşet verici bir rakamla karşılaşıyorsunuz: Neredeyse 2.5 katına varan bir artış söz konusu.
Yapılan hesaplara göre yasa değişmeden önce piyasada dönen çeklerin yüzde 70’i zamanında ödeniyordu. Şimdi zamanında ödenen çek oranı yüzde 50.
Aslında bu tabloyu, daha bu değişiklik görüşülürken gören ve Sanayi ve Ticaret Komisyonu’nda yasa ele alınırken uyaran biri vardı: İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam.
Susam “Türkiye’de piyasa çekle döner. Çekin itibarını yok ediyorsunuz. Yasa böyle çıkarsa çekler ödenmeyecek, namuslu, dürüst esnaf zarar görecek” diye uyarmıştı. Dediği aynen çıktı.
Esnafın içinden gelen biri olarak Susam, yeni bir düzenlemenin şart olduğunu söylüyor. “Hapis cezasının geri gelmesini elbette istemeyiz ama çekin itibarını geri kazandırmaya şiddetle ihtiyaç var” diyen Susam bunun için de kolları sıvamış.
Susam’ın en dikkat çekici önerisi çek sigortası fonu. Çekle yapılan alışverişlerde kesilecek çok küçük bir miktar özel bir fonda toplanacak. Karşılıksız çıkan çek bu fondan ödenecek. Alacaklı çekildikten sonra, artık hesaplaşma borçlu ile fon arasında. Çeki kesen kötü niyetliyse fon kendini koruyacak yasal girişimleri yapıyor. İyi niyetli ise yasal faizini ödeyerek borcundan kurtuluyor. Böylece çek yüzünden batan da, hapse giren de olmuyor.
Öneri mantıklı. Sayın Susam’ın bu öneriyi bir an önce TBMM’ye sunmasını ve AK Parti Hükümeti’nin de gündeme almasını bekliyoruz. Yoksa, hapisteki çek mağdurlarını kurtarmak için yapılan bu düzenleme esnafı batıracak.