Uğur İşven

Uğur İşven

ugur.isven@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bir hafta önce bu sütunlarda İzmir’in güneyinde Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın yapmak istediği stat için düşünülen beş arazinin tümünü İZSU’nun “Baraj havzasında” diyerek veto etmesini ele almıştım.
Örnekköy’de Karşıyaka için stat inşa etmeye, hatta 100 milyon lirayı bulan bedelini üstlenmeye razı Büyükşehir’in, cebinden hiç para çıkmadan yapılacak güneydeki stat için olumsuz tavır takınmasına şaşkınlığımı dile getirdiğim yazıya, “Bir krizimiz daha oldu” başlığını uygun görmüştüm.
“İZSU’nun işgüzarlığı” diyerek sorunu çözeceğini düşündüğüm Başkan Kocaoğlu’ndan bir hamle gelmeyince, “Bu işin içinde bir bit yeniği var” diye düşünüyordum ki, olayın içyüzü ortaya çıktı.
Kocaoğlu, önce cuma günü CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı ziyaret sırasında gazetecilerin sorularını cevaplarken ilk işaretleri verdi.
Fitili ateşleyen, bir gazetecinin Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın “Mazeret üretmesinler, iş üretsinler” sözünü hatırlatması oldu. Kocaoğlu, açtı ağzını yumdu gözünü:
“Müze yapma görevi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın... Spor Bakanlığı da ‘yer göstersin’ diyor. Benim gelenlere, yatırım yapacak olanlara yer gösterme gibi bir zorunluluğum yok. Herkes kendi yerini bulacak. Ben 5 senedir fuar alanı için kamulaştırma yapmaya uğraşıyorum. Kamu arazilerinin tamamı Milli Emlak’ta. Onlar da yeri kendileri bulacak, kendileri yapacak. Ama baraj havzasında değil!”
Kocaoğlu’na göre 40 bin kişilik stat yapmak için 70 dönüm arazi yeter de artar bile.
Örnek göstermek gerekirse, Mersinli’deki olimpik Atatürk Stadı, 240 dönümlük arazinin üzerine oturuyor.
Bu arazinin içine Sporcu Sağlık Merkezi, atletizm yarışma alanı ve amatör maçlar için dört yan saha ve otopark alanlarının da sığdığını düşününce, Kocaoğlu’na hak vermemek elde değil.
Olayı deşince biraz daha ayrıntılı bilgiye ulaştım. Başkan Kocaoğlu’nun bu stat işine kuşkuyla bakmaya başlamasına sebep, bakanlığın hazırladığı projenin masasına “Çok amaçlı stat projesi” adı altında getirilmesi olmuş.
İlk tepkisi, “Stat yapacağız diye yola çıktılar, şimdi başka amaçlardan söz ediyorlar. Stat dışında ne yapacaklarını bilmeden hayatta rıza göstermem” şeklinde olmuş.
Ardından da baraj havzasını korumakta tek yetkili İZSU, vetoyu yapıştırmış.
“Stat için 70-100 dönüm yeterken, 300-400 dönüm büyüklüğünde araziler aramalarının başka amacı var” diye düşünen Kocaoğlu, şimdi bakanlığın stat projesini hazırlayıp önüne getirmesini bekliyor.
Projeye bakıp, “çok amaç” derken neyin kast edildiğini görecek.
Yapılmak istenen yalnızca stat, antrenman sahaları gibi bazı tesislerse, inanıyorum ki “Arıtma tesisi yapar hallederiz” diyerek onay verecek.
Koruma havzasının ilkelerini bozacak nitelikte başka “amaçlar” ortaya çıkarsa, kesinlikle imza atmayacak.
AK Parti döneminde belediyelerin elindeki imar yetkilerinin çoğu, iş inada bindiğinde Şehircilik Bakanlığı tarafından reesen kullanılabilir hale geldi.
Ancak burada farklı bir durum var.
İçme suyu havzaları, başka yasalarca korunuyor ve yetki İZSU’nun elinde.
Bu yetkinin mevcut yasalarla aşılması da mümkün değil.
Yani ya Kocaoğlu’nun dediği gibi planın ayrıntıları masasına gelecek; ya da havza dışında başka yer bulunacak.
Veya...
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yetkilerini biraz daha artıracak yeni yasa için kollar sıvanacak.