Uğur İşven

Uğur İşven

ugur.isven@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları

Geride bıraktığımız iki hafta, İzmir açısından çalkantılı, hareketli, zaman zaman da duygusal anlarla yüklüydü.
Kamuoyu büyük ölçüde Büyükşehir davasına kilitlenmişti.
Bir yandan rutin işler, etkinlikler devam etse de hemen herkesin aklı davadaydı.
İddianame irdelendikçe, suçlananlar savunmalarını mahkeme huzurunda tek tek yaptıkça, davayla ilgili fotoğraf kafalarda şekillenmeye başladı.
Süreci başından beri dikkatle izlemeye çalışan, zaman zaman da hukukçularla görüş alışverişinde bulunan biri olarak benim de kanaatim; ne yalan söyleyeyim; çoğu sanığın salıverileceği şeklindeydi.
Görüşümü soranlara, “5-6 kişinin tutukluluğu mahkemenin diğer aşamalarına kadar sürer; kalanı için tahliye kararı çıkabilir” diye tahminimi belirtiyordum.
Duruşmaları izleyenlerin şaşırması, tutuklu yakınlarının büyük hayal kırıklığına uğraması da, dokuz günlük süreçte benzer bir kanaatin hakim olması nedeniyleydi.
Ne yapalım; mahkemenin takdiri böyle oldu.
Diyecek bir şey yok.
Sorumluluk kadar yetki de mahkeme heyetindedir.
Üstelik her şey bitmiş de değildir. Bant kayıtları ile ilk bilirkişi raporlarının mahkemece atanacak yeni bilirkişiler tarafından incelenmesi kararı da önemlidir.
Duruşmalar süresince en büyük şikayet konusu, delil olarak gösterilen gizli dinleme kayıtlarının sağlıklı olmaması, konuşmalar kağıda dökülürken yanlış ifadelerle suç anlamını güçlendirecek sözcüklerin kayda geçmesiydi.
Mahkemenin atayacağı yeni bilirkişiler bu bantları tekrar tekrar inceleyecek, konuşmalarda geçen doğru ifade neyse kağıda dökecek.
Başta Kocaoğlu olmak üzere, dosyaları inceleyen bilirkişilere belediye yönetiminin yaptğıı eleştiri ise “Vergi kanunlarından da, ihale ve belediye mevzuatından da haberleri yok” şeklindeydi.
Mahkeme bu itirazı da haklı buldu ve davaya dayanak olan tüm dosyaların uzman bilirkişilerce yeniden incelenmesi için karar aldı.
Önümüzdeki günlerde mahkeme bu görevlendirmeleri yapıp incelemenin başlamasını sağlayacaktır.
Alınan bu kararın anlamı, davanın temelden değişebileceğidir.
Yani 2.5 ay sonra bilirkişi raporları mahkemenin huzuruna geldiğinde sanıkların omuzlarındaki yük bir hayli hafiflemiş veya tümüyle kalkmış olabilir.
Hatta mahkeme “Bu dava benim görev alanımı ilgilendirmekten çıktı” bile diyebilir.
Bekleyip göreceğiz.
Bu aşamada tutuklulara ve onları hasretle bekleyen dışarıdaki yakınlarına Allah’tan sabır dilemekten başka yapabileceğimiz yok.
Ancak belediye yöneticilerine, tutuklu bürokratların çalışma arkadaşlarına düşen bir görev var: Operasyonun, davanın, beklenen tahliyelerin gerçekleşmemesinin yarattığı travma havasından bir an önce kurtulmak!
Büyükşehir Belediyesi’nin dava konusunu 2.5 aylığına ikinci plana atıp asli görevine hızla ve de “hırsla” dönmesi gerekiyor.
Çünkü hayat devam ediyor.
İnanıyoruz ki, geçirdiği sıkıntılı ve stres dolu günlerin etkisini birkaç gün içinde atacak olan Başkan Kocaoğlu eskisinden daha büyük hırs ve güçle geminin dümenine geçecektir.
Çünkü İzmir onlardan hizmet bekliyor.

Haberin Devamı

Tatı ve hayal kırıklığı

Haberin Devamı

Ercan Tatı‘nın yıldızı, bundan önceki dönemde İl Genel Meclisi üyesiyken parlamıştı.
CHP sözcüsü olarak olaylara koyduğu tavır takdir topluyordu.
Kendisini belediye başkan adaylığına sevk eden, hatta aday olmasını sağlayan da her şeyden önce bu performansıydı.
Ancak Buca Belediye Başkanı seçildiği ilk günden, Belediye Meclisi’ni topladığı andan itibaren her şey bir anda tepetaklak oluverdi. Olumlu süreç tersine döndü.
Bugün gelinen noktada, Meclis’te 4-5 parçaya bölünmüş bir CHP Grubu, sırtında koskocaman bir Bucamar kamburu, hata üstüne hata, suistimal üstüne suistimal yaptığı denetim komisyonu raporlarına geçen bir belediye yönetimi vardır.
Aday gösterildiğinde, “İşte Efsane Başkan Cemil Şeboy’un yerini dolduracak adam” dediğim Tatı, kendine güvenenleri yanıltmayı başardı!
Hem de jet hızıyla.
İnşallah yine yanıltır, her şey bir kez daha tersine dönüp iyiye gider diyeceğim ama açıkçası umudum yok.
Görünen o ki, bundan sonra değişen bir şey olmayacak.
Benim açımdan, belediyecilik tarihin en büyük hayal kırıklığı listesinin en üst sıralarında yerini alacak.