6 soruda iştahsızlık sorunu hakkında bilinmesi gerekenler

Soru 1: İştahsızlık çocuklarda sık mı görülür?

Yapılan çalışmalar, her 3 ebeveynden 1'inin çocuğunu ‘iştahsız’ olarak tanımladığını gösteriyor. İştahsız kavramının aile için neyi ifade ettiğini öncelikle net şekilde belirmek önemli.

Soru 2: Hangi durumlarda iştahsız olduğu düşünülen çocuklar sizlere başvuruyor? Açlık ve iştah aynı kavram mı?

Açlık, fizyolojik ihtiyaçları karşılamaya yönelik bir yeme isteğidir. İştah ise psikolojik zemini de olan deneyimlenmiş hoş lezzet ve onun sağladığı tatminin öğrenilip tekrarlanmak istenmesiyle ortaya çıktığı düşünülen bir yeme isteğidir. İştah, kişiler arasında çok farklı deneyimlenip algılandığından annelerin bu konudaki algısı tam olarak ortaya konulmalı. En güçlü güdüsü çocuğunu doyurabilme güdüsü olan anneler nezdinde, olağan durumlar bile bazen anormal algılanabiliyor. İştahsızlığın altında organik dediğimiz organ ve vücut sistemleri ile ilgili sorunların yanı sıra bazen davranışsal hatalar, psikolojik zorluklar da yatabiliyor. Bu yüzden iştahsızlık, çok yönlü değerlendirme gerektiren bir şikâyettir.

Haberin Devamı

Soru 3: İştahsızlık şikayetiyle başvuran çocuklara ilk olarak nasıl müdahale ediliyor?

Öncelikle kapsamlı bir fizik muayene gerekli, böylece büyüme ya da gelişme geriliği olup olmadığını belirliyoruz. Tüm organ sistemleri muayene edilip olası hastalık bulguları değerlendirildikten sonra gerekirse laboratuvar tetkikleri istiyoruz.  Ayrıca gerçek bir iştahsızlık var mı bunu belirlemek gerekli. Annenin bir kaygısı varsa muhtemelen bir beslenme zorluğu olabiliyor ama bu iştahsızlık dışında farklı durumlara da işaret edebiliyor. Bu yüzden annelerden en az 3 günlük beslenme günlüğü isteyip aldığı kalori, besin içerikleri ve miktarlarının uygunluğunu kontrol ediyoruz.

6 soruda iştahsızlık sorunu hakkında bilinmesi gerekenler

Soru 4: İştahsızlığa yol açan hastalıklar nelerdir?

İştahsızlığın altında organik bozukluklar olarak tanımladığımız bazı hastalıklar olabiliyor. En sık gördüklerimiz demir, çinko, folik asit, vitamin B12 eksikliği gibi bazen kansızlığa da yol açan durumlardır. Sindirim sistemi hastalıklarından gastroözefageal reflü dediğimiz mideden yemek borusuna kaçağın olduğu durumlar, besin alerjileri, gastrit, kabızlık, bağırsağın mikroplu ya da mikropsuz hastalıkları, parazit hastalıkları, kronik hastalıkların pek çoğu, otizm, bazen de kanser türü hastalıklar iştahsızlık şikayetiyle başvurabiliyor. Ayrıca nörolojik veya motor beceri geriliğine bağlı yutma bozuklukları, mide boşalma bozuklukları gibi durumlarda iştahı olumsuz etkileyebiliyor. Tanısı konulduktan sonra nedene yönelik tedaviler uygulanıyor. İhtiyaç durumunda yani büyüme gelişme olumsuz etkilendiyse tıbbi amaçlı beslenme ürünleri ile destek verilebiliyor.

Haberin Devamı

Soru 4: Her iştahsız çocuk doktora gösterilmeli mi?

Kuşkusuz evet. Az önce bahsettiğimiz hastalık veya eksikliklerin olmadığını göstermek, varsa tedavilere başlamak gereklidir. Basit gibi görünse de bazen ciddi bir durumun uyarıcısı olabilir.

Soru 5: Hastalık olmadan da iştahsızlık oluyor mu? Oluyorsa bu nasıl belirleniyor? Hangi tetkikler yapılıyor?

Hastalık ya da eksiklik olmadan gördüğümüz ve normal olduğunu bildiğimiz iştahsızlık olarak algılanan dönemler de vardır. Örneğin çocuğun büyümesinin yavaşladığı ve besin ihtiyacı azaldığı için alımın da azaldığı, bazen yeni besini tatma korkusunun eşlik ettiği 1-2 yaş arası dönem bunlardan biridir. 3-5 yaşlarında az seçici (mızmız yiyici) dediğimiz bazı besinleri yiyen bazılarını hiç tatmayan, bazen inat, öfke, kaygı gibi duyguların da baskın olabildiği grup aslında iştahsızlık için bizlere başvuranların önemli bir kısmını oluşturuyor. Bazı çocuklar ise genetik yapılarından dolayı anne ve babanın tahmin ettiğinden daha az besinle yeterli büyümeyi sağlayabiliyor. Böyle çocuklarımızı düzenli olarak izliyor, aldıkları kalori ve büyüme hızlarını takip ediyoruz.  Çocuğun yaşına göre öğün içeriği, sayısı ve miktarı belirleyip bu miktarların gelişimi sağlayıp sağlamadığını kontrol ediyoruz, tüketmediği bir besinin yerine geçebilecek alternatifleri belirleyip gereğinde diyetisyen desteği de alarak besin kalorilerini artırıp içeriklerini zenginleştiriyoruz. Büyüme gelişme etkilendiyse tıbbi amaçlı beslenme ürünleri ile destek olabiliyoruz.

Haberin Devamı

Soru 6: Ailelere ne öneriyorsunuz?

İlk önerim sabırlı olmaları çünkü beslenme sorunlarının çözümü sabır ve zaman ister. Duyarlı besleme işimizi kolaylaştıracaktır. Beslemeyi ve beslenmeyi stresli, can sıkıcı bir eylem olmaktan çıkarmak, daha bebeklik döneminden itibaren sofraya beraber oturmak, beslenme zamanları ve besin içeriklerini belirlemek ama miktarı çocuğa bırakmak çok önemli.  Çocukların kendilerini beslemelerine erken bebeklikten itibaren izin verilmeli, doyma belirtisi gösterince ısrar edilmemeli. 

6 soruda iştahsızlık sorunu hakkında bilinmesi gerekenler

Çocuklar modelleyerek, görerek öğrenir.  Ebeveynin sağlıklı beslenmesi, sağlıklı besinleri çocuğun önünde tüketmesi, besin hazırlama sürecine çocuğun da dahil edilmesi, çocuğun istemediği besinlerin farklı formlarda ve araya biraz zaman konularak tekrar tekrar denenmesi işimizi kolaylaştırılabilir. Okul öncesi yaş grubunda ara atıştırmalıkların, abur-cubur tüketiminin iştahı kapatacağı unutulmamalı. Bu dönemde 3 ana ve bir ana öğün gibi bir beslenme planı yapılması, yemek sofraya konulduğunda 15 dakikada yemeye başlamadıysa kaldırılması, yemeye başladıktan sonra öğün süresinin 20-25 dakikayı aşmaması, bu süre aşılınca yemeğin kaldırılması uygundur.

Katı gıdaya geçişte gecikmeler, besinlerin bulamaç şeklinde verilmesi, ailenin yemek seçmesi, çocuğun aile sofrası dışında ayrı bir saatte ve oyun ya da ekran ile yedirilmesi yanlış beslenme davranışı gelişmesine neden olur. 1 yaştan sonra başlayıp 18-24 ayda zirve yapan iştahsızlığa yeni gıda korkusu neden olabiliyor, bu durumda aileye reddedilen besinin en az 10-15 defa farklı zamanlarda ve formlarda denemesi önerilir.  Ayrıca annenin gebelikten itibaren çeşitli beslenmesi bebeğin farklı tatlara alışmasını kolaylaştıracaktır. Emziren annenin tükettiği besinleri, bebek anne sütü ile tanımaya başladığından ek besin sürecine geçtiğinde bu besinleri kabulü daha kolay olacaktır.