Ayşe Gökçe Susam

Ayşe Gökçe Susam

milliyetege@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

On iki yaşındaki gencecik, heyecanlı bir çocuk muhabir, Kurban Bayramı’nda Van’a giden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e soruyor: “İlk, Erciş’te deprem oldu dendiğinde ne hissettiniz?”
Belki de bu nedenle çocuk işçiler değilse de, medyada çocuk muhabirler olmalı; Başka hangi yetişkin muhabirin aklına bu kadar içten, bu kadar duygulara dair bir soru sormak gelirdi ki?
Başka bir genç muhabir özgüvenle sözü alıyor: “Peki benim de bir sorum var. Herkes evlerden, işlerden bahsediyor. Okulları soran yok. Bizim SBS sınavımız var. Okullar ne zaman açılacak?”
Diğer medya mensublarını atlatıp Cumhurbaşkanı’yla röportajı kapmışlar. Keyifleri yerinde. Birkaç sorunun ardından rahatlayıp, samimi bir sohbete girişiyorlar. “Başkanım, siz gelmeden önce elektrik yoktu. Bugün siz gelene kadar yarım saat içinde elektriği bağladılar. Her tarafı temizlediler. Çadırlar, tuvaletler, her yer tertemiz oldu. Keşke siz her hafta gelseniz.”
Sanırım çoktan anladınız; hem akıllı hem de muzurlar.

Çocuk Medya Merkezi
Sözüne ettiğim bu kendilerinden emin, cevval genç muhabirler, “Erciş’in Genç Sesi Medya Grubu” üyeleri. Yaşları 12 ile 18 arasında değişen Vanlı çocuklar.
Çocuk hakları alanında çalışan Gündem Çocuk Derneği’nin, gönüllülerle birlikte Van’da başlattığı proje kapsamında haberciliği öğreniyorlar.
Erciş’in Genç Sesi adını taşıyan bloglarında, sosyal medyadaki sayfalarında ve genel olarak internette yaptıkları yazılı ve görsel haberleri paylaşıyorlar. Ayrıca haftalık olarak çıkarmayı hedefledikleri bir basılı gazeteleri var.
Açık Radyo’da her hafta “Söz Küçüğün” adlı programda, Vanlı çocukların sesi oluyorlar. Semiha Şakir Vakfı’nın kendilerine bağışladığı yeni etkinlik tırını, Çocuk Medya Merkezi’ne dönüştürerek, Ocak ayından itibaren radyoculuğa da el atmayı planlıyorlar.

“Sus! Kayıttayız”
Ortaya koydukları tüm haberlerde, müthiş bir habercilik duygusu, haber etiği ama bunun yanısıra ışıldayan bir amatör ruh ve heyecan var.
Röportajları için çadır kentte çektikleri fotoğrafların altına, “Çekimler izin alınarak yapılmıştır” diye not düşmeyi ihmal etmiyorlar örneğin.
Yaşlarından büyük ve ağır mevzulara el atmaktan da geri durmuyorlar. Fırat Çiftci, 28 Kasım tarihli “Yeni doğan bebeklere bulgur pilavı” başlıklı haberinde, bölgedeki küçük bebekler için mama eksikliğine dikkat çekiyor. Yetkilileri göreve çağırıyor. Yetersiz beslenme nedeniyle yakın zamanda iki bebeğin hayatını kaybettiğini, bir çocuk muhabir, bizlere anlatıyor.
Deprem bölgesinde çocukların erken büyümek zorunda kaldıklarını bir kere daha hatırlıyoruz.
Başka bir küçük acar muhabir yine büyük bir iş kotarmış. Haber videosunda kamerasıyla önce, Kızılay’a ait prefabrik tuvaletin su deposunun soğuğa karşı izole edildiğini gösteriyor. Ardından kamerasının objektifini, depremzedelerin tuvaletinin su deposuna yöneltiyor. “Bakın Kızılay, herkesin kullandığı bu tuvaletlerin su deposunu, su donmasın diye izole etmemiş. Oysa herşey adaletli olmalı” diyor. Hem haberci hem yorumcu. Bir yandan kamerasıyla depolara zoom yapıyor bir yandan da ciddi bir ses tonuyla yanında konuşan arkadaşını uyarıyor: “Sus Uğur kayıttayız”
Projenin yaratıcısı Gündem Çocuk Derneği’nden Mehmet Onur Yılmaz, deprem sonrası yetişkinlerin gündelik işlerin peşinde koşuşturmaya devam ettiklerini, kendi aralarında konuşabildiklerini ama okulların da kapalı olması nedeniyle çocukların kendilerini çok daha büyük bir boşluk ve travma içinde bulduklarını ifade ediyor. Başka bir deyişle, “Çocuklar depremi iki kere yaşıyor”.
“Biz projeye başladığımızda sanki çocukların tek eksikleri fotoğraf makinası ve video kameraydı. O kadar çok gözlemleyip anlatmak istedikleri şey varmış ki, hemen işe koyuldular.”
Benim yerim projenin işleyişini anlatmaya yetmedi ama gönüllü olarak Erciş’in Genç Sesi’ne destek verebilirsiniz.
Ya da en azından internetin başına geçip bu acar muhabirlerin kamerasından, kaleminden Van’da gerçekten neler olup bitiyor, duygulanarak, gülümseyerek öğrenebilirsiniz.
İletişim için: info@gundemcocuk.org