Dermatoloji Uzm. Dr. Yusuf Topal

Hyalüronik asit, HA molekülü özellikle 30’lu yaşlardan itibaren genetik olarak azalmaya başlar. Kişisel değişkenlikler göz önüne alınmadığında, her yıl %1-3 oranında nemlendirme özelliğini yavaş yavaş kaybeder. Özellikle sivilce kurutucu ilaçlar sebebiyle, tiroid disfonksiyonu olan kişilerde, düzenli HA serum kullanmayan, aşırı güneşlenen ve solaryuma giren kişilerde nem kaybı süreci biraz hızlı olabilir.

Peki cildimizin nem kaybı ne gibi sonuçlara kapı aralar?

Kayıp süreci sonucunda önce cildimizde mat bir görünüm ortaya çıkar. Yani gençlik ışıltısı azalmaya başlar. İleri dönemde kronik güneş hasarı ve diğer yaşlandırıcı etkenler ile de HA miktarındaki azalma bir araya geldiğinde; cildimizde kırışıklıklarda artış, damarlanma ve lekelenmede artış ve cilt homojenliği ile elastikiyetinde bozulmalar gerçekleşir.

Herkes gençleşmek ister ancak her şeyden önce nemi kaybolmuş bir cildin yaşınız kaç olursa olsun parlak ve dinamik sağlıklı görünmesi mümkün değildir. Cilde gerçek gençliği veren, HA

Hem dünyada hem sektörümüzde gelişmekte olan dijital çağa adapte olurken, artık ulaşılamaz dediğimiz birçok ürün ve hizmet ulaşılabilir konuma yükseldi. Eş zamanlı olarak bilgiye aslında bu kadar kolay ulaşılabilecekken, bilgiden bu kadar uzaklaştığımız bir dönem yaşadığımızı hatırlamıyorum. O kadar bilgi kirliliği oluştu ki doğruyu ve yanlışı ayırt etmek çok zor. Aynı şekilde ameliyatsız estetik alanında çalışan meslektaşlarımın üzerinde, keza kendi üzerimde de benzer bir baskı olduğunu söylemeliyim. Kliniğimize başvuran hastalara baktığımda birçoğunun düşüncelerinde yatan isteklerin, arzuların yüksek ancak bu isteği tamamlayabilecek öz bilginin ve birikimin yani bilinçli olmanın uzağında olduklarını izliyorum.

Genelde istekler şu şekilde olmaya başladı; “Botoks yaptırmak istiyorum.”, “Fransız Askı yaptırmak istiyorum.”, “Dudaklarıma dolgu yaptırmak için geldim.”. Peki bilinçli olarak kendinize cevap vermeniz gerekirse şu soruyu sorabiliyor musunuz? “Gerçekten bunlara mı ihtiyacım var? Yoksa zamana

Ameliyatsız estetik alanında yapılan işlemler, güzellik alanında dünyada en sık yapılan işlemlerdir. Kısaca genel isimleriyle bahsedersem; botoks, dolgu uygulamaları, ip askılama, lazer ile cilt yenileme işlemleri ve cihazlı cilt bakımları örnek olarak verilebilir. Hepsi tanıdık geldi değil mi? Bu işlemlerin bir uzmanlık eğitimi gerektiren işlemler olduğunu hiç düşünür müydünüz?

Son yıllarda estezede insan sayısı o kadar arttı ki onlardan bir olmamak için lütfen yazımı dikkatlice okuyun. Kendiniz için en doğru doktoru nasıl bulacaksınız!

Cildinizi ne kadar tanıyorsunuz?

Siz de potansiyel bir estezede olabilir misiniz? Kim bilir belki de öylesiniz... Maalesef cildimiz bir karaciğer değil, herkes tarafından çok rahat ulaşılabilir bir organ. Bu yüzden de vasıfsız ve yetkin olmayan kişiler tarafından suistimale çok açık. Kısaca artık herkes botoks ya da dolgu yapabileceğini düşünüp eline iğneyi alıp arsızca ve bilgisizce sizlerin samimiyetini suistimal ederek yapılan işlemi batırıyor. Yapıyor demiyorum dikkat ederseniz, batırıyor! Çünkü ne yaptıkları

Akıllı Dolgu’nun Normal Dolgulardan Farkı Nedir?

Ellanse Akıllı Dolgu’nun içeriği Hyalüronik Asit değildir. İçerik olarak biyo uyumlu, CE sertifikalı, FDA onaylı bir malzeme olan Polikaprolakton içerir. Biz kısaca PCL deriz. PCL, uygulamadan hemen sonra ihtiyacı olan alanlarda hızla düzelme sağlar. Klasik dolgulara (Hyalüronik, Kalsiyum vb. içeren) benzer bir şekilde hemen hacim etkisi yaratır. Ancak Ellanse Akıllı Dolgu’ya akıllı denmesinin en önemli sebebi, işlem sonrası 1. ay itibari ile ortaya çıkardığı ve diğer dolgularda olmayan bir özellikten gelir. Bu süreçte, cildinizdeki kolajen sentezinden sorumlu fibroblast hücrelerinden yeni kolajen sentezini tetiklemeye başlar.

1. aydan 6. aya kadar dokuda yeni kolajen sentezini tetikler. Akıllı dolgu içeriği olan PCL azalırken yerine tamamen kendi cildinizden üretilen kolajen ve elastin geçer. Böylelikle çok doğal bir dolgunluk ortaya çıkartmış oluruz. Aylar içerisinde cilt kalitenizde, cilt sıkılığınızda ve dolgunluğunuzda doğal bir onarım da gerçekleşir.

Ellansé ™ Akıllı

Elmacık alanlarının dolgun ve sağlıklı bir yapıda olması yaş almakla birlikte ortaya çıkan sarkmaları, üzgün ve soğuk ifadeli görünümleri engeller. Esasında elmacık alanlarında yaşanan hacimsel kayıplar sadece yaş almakla oluşan bir durum değildir. Sosyal yaşamınız ve çevresel faktörler de hacim kayıpları ile birlikte sağlıksız cilt yapısının en önemli etkenlerindendir.

Yüzdeki Hacim Kayıplarını Etkileyen Çevresel Faktörler Nelerdir?

-Hızlı Kilo Alıp Vermeler

“Yaz geldi, hadi bir diyet yapayım kilolarımdan kurtulayım” derken yüzünüzdeki çekici ve dolgun hatlardan olmayın!

Hızlı kilo alıp veren bir hayatınız varsa unutmayın ki önce yüzünüzdeki hacim noktalarını oluşturan derin ve yüzeysel yağ dokularından sonra vücuttaki yağ depolarında erime olur. Bu duruma kilo kaybettiğiniz bu dönemde kas kütlesindeki erimelerde eklenince yüzünüzde orantısız hacim kayıpları meydana gelir. Özellikle elmacık alanında görülen düzleşmeyle başlayan bu süreç, doğal olarak sarkmalara, elastikiyet kaybına ve dinamik

Yıllardır değişmeyen ve değişmeyecek olan uygulamalar da var hiçbir zaman haklarında eskidendi diyemeyeceklerimiz de... Mesela yüze dolgu uygulamaları, bir diğeri cilde uygulanan besleyici yenileyici aşılar yani mezoterapiler, bir diğer kült tedavi ameliyatsız estetik alanında cilt germe ve sıkılaştırma için kullanılan cihazlar.

Gün geçtikçe gelişen bu alanlar artık ameliyata gitmeden insanların gençleşmesini mümkün kılmıştır. Doğru bir yaklaşım ve tedavi planı ile cildimizi eski sağlıklı günlerine döndürmek nasıl mümkün?

Her gün dijital medyada birçok farklı uygulama ile karşılaşıyorsunuz. Kafa karışıklığı normal bazen ben bile yetişemiyorum. O kadar hızlı şeyler çıkıyor ve daha bir işe yaradığını göremeden bir başka işlem çıkıyor. O siliniyor hadi başka bir uygulama... Beynimizin karışması gayet normal.

Bunca işlem arasında ben ne yaptırmalıyım diye sorduğunuzu işitir gibiyim. Cilt güzelliğim için, sağlıklı yaşlanabilmek için, nasıl bir değerlendirmeye ve işlemlere ihtiyacım var?

Sizin için olabildiğince basit ve anlaşılır hale indirgemeye

Son zamanlarda haberlerde, yazılı ve görsel medyada estezedeler ile ilgili haberleri sıkça görmeye başladık. Bu haberler dışında, esasında haberlere konu olmayan çokça insan var. Nereden mi biliyorum? Çünkü deneyimsiz ellerde yaptırılan estetik işlemler sonrasında düzeltilmesi için hasta başvuruları oldukça sık olmakta...

Peki, ameliyatsız estetik alanında bu kadar yanlış uygulama sayısının artış göstermesinin ya da toplum tarafından dikkat edilmesinin sebebi nedir?

Hastalar, Doktorlarını Daha Özenli Seçmeye Başladı!

Öncelikle estezede sorunu son yıllarda özellikle merdiven altı diye tabir edilen yasal ve yetkin olmayan kişiler ya da merkezler tarafından dolgu botoks gibi ameliyatsız işlemlerin çokça yapılabilir hale gelmesinden kaynaklanıyor. Özellikle ülkemizde denetim mekanizmalarının yavaş ve özensiz işlemesi yapılan bu yanlış uygulamaların artmasında bir etken olsa da, asıl sorun etik konusuna uyulmaması bence. Sağlıkta etik dendi mi akla ilk gelen 'zarar verme'dir.

Zarar verme kuralı şu demektir; eğer o işin uzmanı değil ve hastana yardımcı olabileceğinden

Dolgu uygulamaları neden dünyada en sık yaptırılan estetik uygulamalardır?

Dolgunun hızlı etki göstermesi, günlük hayatı etkilememesi, kısa sürede yüzdeki hacim kayıplarını onarması ve bu sayede daha duru ve dinamik bir görüntü sağlaması nedenleri dolgu uygulamalarının en sık tercih edilme sebebidir.

Trend estetik dolgu uygulamaları nelerdir?

Son zamanlarda en sık yapılan estetik dolgu uygulama alanları jawline, çene ve elmacık çevresine yapılan dolgu uygulamalarıdır. Çene ucu ve çene hattı da denilen Jawline hattına yapılan dolgu uygulaması ile keskin bir çene hattına kavuşmak mümkündür. Çene ucu dolgusu özellikle çenesi geride olan kişiler ve gıdı görüntüsünü saklamak isteyen kişiler tarafından talep görmektedir.

Bütünsel yüz yaklaşımı son yılların öne çıkan yaklaşımı. Peki, bu tarz bütünsel çalışmalarda dolgu hangi bölgelere uygulanıyor?

Dinamik yüz akışını belirleyen ve yüzümüze doğal hacim verip, üçgen yüz ifadesini oluşturan hacim alanlarımız vardır.