Wabi-Sabi gazetesi

6 Ağustos 2023

Geçen gün bir arkadaşımla karşılaştım. O sırada elimde bir gazetenin cuma günleri verdiği çok beğendiğim bir ek vardı. Yazılarını ilgiyle takip ettiğim yazarı bulamamış, ama “Akıllı ve güzel kentler çağı” başlıklı ilginç bir makale görmüştüm, bu nedenle sayfayı katlamış elimde tutuyordum. Doğal olarak söz basılı gazetelere geldi. Arkadaşım da “Sen hâlâ basılı gazete mi okuyorsun? Yıllar var ki bayiden gazete almadım, haberlere cepten bakıyorum” dedi. 

Zaten konuşmamız boyunca arkadaşım bir yandan cep telefonuyla oynuyor, arada sırada bildirim gelince hemen bakıyor bir şeyler yazıyor veya şöyle bir göz atıp bir şey yapmaya gerek görmüyordu. Ben de cep telefonundan, tabletten veya bilgisayardan gazete okumakla basılı gazete okumanın kesinlikle aynı şey olmadığını söyledim. Ayrıca, yazıların tam olarak aynı şekilde aktarılmadığını bir örnekle gösterdim: Elimdeki gazetede bir grup sanat koleksiyoncusunun fotoğrafının altında kişilerin isimleri ve kimlikleri yazıyordu, aynı yazı ve fotoğraf gazetenin internet sitesinde de vardı ama fotoğraf kendi

Yazının Devamı

Mütevazı bir kral: IWC

30 Temmuz 2023

Yüksek saatçilik dünyasında gösterişten uzak duran ve daha sakin bir yoldan gitmeyi tercih eden bazı markalar var ki bence gerçek saygıyı ve ilgiyi görmesi gereken onlardır. Bu duruma en güzel örnek 155 yaşındaki IWC. En sevdiğim Portugueser modelinin öyküsüyle başlayalım: 

Cep saatleri çağının son günlerinde, 1930’lu yıllarda Rodrigues ve Antonio Teixeira isimli iki Portekizli tüccar, İsviçre’nin Almanca konuşulan bölgesindeki Schaffhausen’a gelir. Amaçları Portekiz pazarında satılmak üzere, denizaşırı yolculuklara özel, su geçirmez ve denizcilik şartlarına uygun hassas kronometreye sahip bir kol saati siparişi vermektir. IWC mühendisleri de cep saatleri estetiğinden ilham alan küçük saniye ibreli yüksek okunurluğa sahip ve zaman tutuşu güvenilir ilk “Portugueser” (Portekizli) adı verilen modeli üretir. 

İlk IWC Portugueser, 1939

Uyuyan güzel 

Siparişi Portekizli tüccarlar vermişti ama IWC arşivine göre ilk Portugueser modeli, 22 Şubat 1939’da Ukraynalı bir saat

Yazının Devamı

‘Karanlık Thomas’

23 Temmuz 2023

Nazi işgali altındaki Fransa’da yayımlanmış “Karanlık Thomas” beni her defasında bazen “fotoğraf” bazen “yazı” üzerine başka bir şeyi düşünmeye çağırır. Mesela nasıl bir şeydir yazı yazmak? Yazı yazma eylemini nasıl anlatabiliriz?

Bazı kitaplar vardır görür görmez bir bağ kurarız.  İkinci Dünya Savaşı sırasında, 1941’de Nazi işgali altındaki Fransa’da yayımlanmış “Karanlık Thomas” da işte böyle görür görmez etkileyen, satın aldığım 90’lı yıllardan beri (ilk baskı 1993) defalarca okuduğum daha da okumayı sürdüreceğim bir kitap. Bir yandan Nazi işgaline karşı direnen, 1944’te bir idam mangasının elinden kurtulan Maurice Blanchot (1907-2003) öte yandan “Karanlık Thomas” ile bulunduğu çağın dertlerinin dışında başka bir boyutta düşünen biri. (Zaten en yakın arkadaşı filozof Emmanuel Levinas’tır.)

“Karanlık Thomas” beni her defasında bazen “fotoğraf” bazen “yazı” üzerine başka bir şeyi düşünmeye çağırır. Mesela nasıl bir şeydir yazı

Yazının Devamı

Büyükler için oyuncak saatler

16 Temmuz 2023

Mekanik saat dünyasında meraklıları bile şaşırtan markalar vardır. Mesela Cenevre merkezli Label Noir küçük bir şirkettir ama uzmanlaştığı alanda büyük işler işler yapar. Label Noir’ın işi nedir derseniz, mekanizma dahil saatin rengini siyaha çevirmek veya isteğe göre saatin mekanik yapısını değiştirerek özgün modelde olmayan yeni özellikler eklemek diyebiliriz. Öylesine popüler oldular ki koleksiyoncuların yanında üretici firmalar da işbirliği yapmak için sıraya giriyor. 

Bir başka marka astronomiye takıntılı Vianney Halter bence Deep Space Tourbillon modeli uzaydaki kara delikleri taklit eden bir mekanizmaya sahiptir! Oris markasının Aquis Depth Gauge Chronograph isimli profesyonel dalış saati de çok ilginçtir, 500 metre derinliğe kadar su basıncını mekanik olarak ölçen bir göstergesi vardır! (Günümüzde çoğunlukla pilli dalış bilgisayarları kullanıldığını düşünürsek yapılan işin ne kadar çılgınca olduğu daha iyi anlaşılabilir.) 

Jaeger-LeCoultre ve Rolex 

Jaeger-LeCoultre markasının Geophysic True Second

Yazının Devamı

Robert Walser veya iyi defterin peşinde

9 Temmuz 2023

Minikyazı sanatının büyük ustası İsviçreli yazar Robert Walser (1878-1956) o kadar kederliydi ki broşürlerden not kâğıtlarına kadar bulabildiği her türlü selüloz parçasına 1 puntodan daha küçük (1 punto 0.376 mm) harflerle roman yazabiliyordu. Ölümünün ardından odasında 526 kâğıt parçası bulundu. 

Walser dönemin edebiyat dünyasına tepkiliydi, bu yüzden hasta oldu ve yazmayı bıraktığı düşünülüyordu ama kendisi defter kullanmaktan özellikle kaçındı ve sadece kolaylıkla çöpe atılabilecek atık kâğıtlar üzerine bir harfi olabildiği kadar küçülterek yazı yazmayı tercih etti. 

Mikrogramme denilen bu minikyazılar daha sonra 6 cilt olarak basıldı (Suhrkamp Yayınevi). Önce Jochen Greven (1932-2012), ardından Bernhard Echte ve Werner Morlang birlikte görüntüleme teknolojileri kullanarak yıllar içinde yazarın özel el yazısını öğrendiler ve deşifre ettiler: 526 sayfanın çözülmesi 16 yıl sürdü. 

Yazıyla ilişkisi bir kriz 

Robert

Yazının Devamı

Chanel saat yaparsa

2 Temmuz 2023

Gabrielle Chanel’in mirası 21. yüzyılın yüksek saatçilik dünyasında da kendine özel ve kalıcı bir yer edindi

Chanel denince doğal olarak çoğu insanın aklına ünlü modaevi gelir. Sonra parfüm, çanta, makyaj ve cilt bakımı ürünleri, gözlük ve mücevherat alanlarındaki varlığı da bilinir; fakat mekanik saatleri pek bilinmez. Kol saatleri neyse de Chanel’i bir masa saatiyle yan yana getirmek saat meraklılarının bile zorlanacağı bir haber olabilir. Oysa Chanel 1987’den beri saat endüstrisinde saygın bir yer edinmiş ciddi, yaratıcı ve karizmatik bir marka. (Masa saati de öyle.)

Kendi adıyla bir moda imparatorluğunun kurucusu olan Gabrielle Chanel (1883-1971) yetimhanede büyüyen bir çocuktu, hayata yoksul biri olarak başlamıştı; ama vizyonu ve cesaretiyle çağına damga vurdu. Gabrielle “Coco” Chanel dönemin kadınlara dayattığı kültürel kodları benimsemedi, kendi kişisel estetik anlayışını değerli buldu. Hayata ve modaya bakışını “Dışarıya elbise tasarlamam gerektiği için çıkmıyorum, tam da dışarı çıktığım

Yazının Devamı

Kamer Pul Evi’nin 81 yıllık hikâyesi

25 Haziran 2023

Yıl 1942. İstanbul’da Galata Mevlevihanesi’ne yakın bir yerde Kamer Pul Evi açıldı. Dile kolay, 81 yıldır aynı yerde ve aynı ailenin yönetiminde pul meraklılarına hizmet veriyor

Geçtiğimiz ay, ileride müzayedelerde rekor fiyatlara satılacağını düşündüğüm “Pulun Kanadında İstanbul’dan Dünyaya” isimli efsane bir kitap yayımlandı. Kitap; arşivci, editör, yazar, çevirmen, araştırmacı, küratör, öğretim üyesi ve daha birçok özelliği olan değerli arkadaşım Sevengül Sönmez’in Kamer Pul Evi’nin yöneticisi Arman Arıkan’la yaptığı söyleşiler ve araştırmaları içeriyor. 

Arman Arıkan, 2022

Bu köşeyi takip eden sadık okurlar her zaman olduğu gibi “yine bizi masrafa soktun” diyecekler ama Aras Yayıncılık harika bir işe imza atmış. Hem kitabın içeriği muazzam hem de biçim olarak da kitap güzeli sınıfında yer alan, meraklıları için incelikle düşünülmüş sürprizlerle dolu bir eser. Mesela, ayraç olarak bir odontometre (posta pullarının dantellerini

Yazının Devamı

Kalemci Feridun

18 Haziran 2023

Kalemci Feridun, küçümen dükkânını ceketinin ceplerinde taşıyan ince yapılı, meraklı bir biriydi. Bilindiği gibi tarihçilerin çoğu hep büyük olaylardan söz eder, sayfa sayısı sınırlı olduğundan yüzyıllar ve sayılara indirgenen insan hayatları bazen bir iki cümleyle geçiştirilir. Dolayısıyla tarih kitaplarının çoğunda toplumsal hayatı güzelleştiren veya gri günlere renk katan zarif insanlara pek yer verilmez. 

Neyse ki Reşat Ekrem Koçu gibi yazı kahramanları, eserlerinde bu türden iz bırakan sıradışı insanlara yer verdi de tarih kitaplarının satır aralarındaki o korkunç boşluklardan bir kısmı aydınlatılmış oldu. Reşat Ekrem Koçu yaşasaydı eğer muhakkak Kalemci Feridun’u da yazardı diye düşünüyorum. 

Ceket cebinde kalemler 

Benim için milat sayılan 1989 veya 1990 yılları olmalı, bir gün Beyazıt Meydanı’nda birileri konuşurken kalemci Feridun’dan söz edildiğini duydum. O sıralarda lise öğrencisiydim, Teşvikiye Camii önünde kitap satışı yasaklanmıştı. Birkaç hafta Taksim’de

Yazının Devamı