Özden Kaptanlar

Özden Kaptanlar

ozden-kaptanlar@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“Biz kadınlarda kabahat” diyorum ben her zaman...
Doğurduğumuz erkekleri, kadınların büyük bir bölümü, bu çağlara kadar babalığa hazırlayamadı. Bazı kadınlar istisna ama onlardan da çok az var.
Bizim erkekler 50 yaşında bile oğlan çocuğu gibi kalıyor. Daha kendileri çocuk. Nasıl baba olunur, tam bilemiyorlar ama çaktırmıyorlar.
Yarım asıra sığan şu ömrümde baba gibi baba olan adamlara hayranlıkla bakıyorum.
Annelerini içimden kutluyorum. Ruhlarındaki merhameti ve sevgiyi de...
Hani eskilerin “Ceketimi satarım, çocuklarıma bakarım, okuturum” diyen, değerleri çok yüksek adam cinsi bunlar!
Aç kalıyorlar yine de çocuklarına taşıyorlar. En başta hem sevgilerini hem de maddi olanaklarını...
Ruhsal yaralar
Pek çok boşanan çift oluştu son yıllarda...
Daha çok anneler bakıyor çocuklarına. Hem de her türlü ayrıntısıyla.
Sağlam bir baba olmak çocuğa sadece para vermek, olanak sağlamakla bitmiyor.
Çocuğun ruhsal halleri, değişen zevkleriyle ilgilenmek şart oluyor.
Zavallı kadınlar canlarını dişlerine takıp çocuklarına bir sperm atmaktan ibaret kalan babanın rolünü de üstleniyor.
Boşanmış babalar nerede?
Nafakasını ödemekten (kurnazca) kaçınan sürüyle baba figürü görüyorum.
Nerede kalmış ki, çocuğunun gerek ruhsal gerek maddesel durumuyla ilgilenecek bu adamlar...
Sevmeyi bilmediklerinden de eminim onların...
Yeni bir hayat kuruvermişler kendilerine...
İkinciden, üçüncüden, sanki baba olmayı becerebilmişler gibi yeni çocuklar peydahlamışlar.
Annelerine ve o çocukların hayatlarına hatta ruhlarına bıraktıkları derin yaralara aldırmadan... Kendilerini “baba” sanarak... Sonrada kazara bu çocuklar ünlendi mi ben senin babanım diye bağırır bunlar.
‘Dünyaya gelmene ben sebebim’ diyerek babalık haklarını isterler. Sanki varmışlar gibi...
Ortada ne anı var, ne bir güzellik. Çocuk, genç olmuştur.
Bozuk bir baba figürüyle zavallı yorgun bir anne arasında kalakalmıştır.
Sonları hepsinin hüsran tabii ki. Öylece veda ederler hayata.