Gündüz güzelliğine doyamadığım bu şehir, bilhassa son 15 yıldır, geceleri korku filmlerine sahne oluyor.
Şehrin sembolü olan saat kulesinin parçalarını bile çaldılar.
Hem de birçok kamera varken...
Gece saat 22.00’den sonra değil, arka sokaklar, Kordon bile inanılmaz bir tehlike altında...
“Aç insan fırın yıkarmış” der büyüklerimiz...
Acaba İzmir’de açlık ve issizlik çok mu çoğaldı?
Yolda yürüyorsunuz, yanınıza elleri bıçaklı iki kişi yanaşıyor.
“Üstünde ne varsa ver!” diyor.
Çaresizce veriyorsunuz.
Şanslıysanız ölmüyorsunuz.
Alsancak, Mithatpaşa ve İnönü caddeleri, arka sokaklar, bu tip kişilerin oyun sahnesi olmuş!
Bu hırt insanlar; ışıksız, korunmasız, fuhuşun açıkça sergilendiği, hatta iğrenç boyutlara vardığı hedef yerleri mesken tutmuşlar.
Merak ediyorum; mahalli idareler, sivil toplum örgütleri neredeler?
Şehrin ön taraflarına çiçekler, ışıklar koyup diğer taraflarını bu tip suç potansiyeli olan insanlara nasıl sahne yaparlar?
Boyaları dökülmüş, sokakları çöp içinde, ışıktan mahrum yerlere neden önem vermezler?
3-5 semt haricinde diğer yerlerde oturuyorsanız belediyenin umarsızlığına katlanmak zorunda kalıyorsunuz.
Üstelik vergilerinizi tam tamına ödediğiniz halde.
Geçenlerde Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nin oralarda geziyordum.
Dükkanlara zabıtanın her türlü yaptırımı uyguladığını ve gerektiğinde ceza kestiğini gördüm. Amma...
Seyyar satıcılara asla dokunamadıklarını da gözlemledim.
Neden mi? Çünkü yerleri yurtları belli değil.
Tehditlerden korkuyorlar.
Zabıtamız neden korunamıyor?
Demek ki bir güven eksikliğimiz söz konusu.
Seyyar satıcılar, vergisiz bir sistem oluşturmuşlar “Alikıran başkesen” misali, dokunulmazlıkları var.
Çünkü korku faktörünü görmezlikten gelemiyorsunuz.
Aynı olayları yaşayan ve bir türlü bitemeyen metro...
İnönü Caddesi...
Istırap Üçyol’dan başlıyor, Üçkuyular’a kadar devam ediyor. Yazıktır günahtır.
Esnaf ve o çevrede oturanlar “illallah” diyor.
Kısacası İzmir, “Biz farklıyız, İzmirliyiz”, “Son noktayı koyan şehir, İzmir” gibi megoloman laflarla kendini avutuyor.
Belediyelerin Valilik , kaymakamlık ve emniyet güçleriyle etle tırnak gibi, can cana, yan yana çalışmasını canı yürekten, tüm mağdur vatandaşlar adına rica ediyorum.
Dipnot: Bilim ve sanat, itibar görmediği yeri terk eder. İbn-i Sina.
