Öğretmen adayları daha fazla kontenjan istiyor!

13 Ağustos 2011

Milli Eğitim Bakanlığı 26 Ağustosta 11 bin 500 öğretmen ataması yapacağını duyurdu. Bu atama için başvuru ve atama kılavuzunu da yayınlayan bakanlık, 18-24 Ağustos 2011 tarihlerinde öğretmen adaylarının başvurularını alacak.

Fakat öğretmen adayları oldukça ümitsiz ve bir okadar da kırgın!

Öğretmen adayları ümitsiz çünkü 11 bin 500 kadro, yüz binlerce öğretmen adayının çok azının atanma fırsatı bulacağını gösteriyor. Atanan öğretmen sayısı, hiçbir zaman üniversiteden mezun olan öğretmen adayı sayısı ile örtüşmüyor. Bu da yüz binlerce atanmayı bekleyen öğretmen adaylarına her yıl on binlerce yeni adayın eklenmesi anlamına geliyor...

Öğretmen adayları kırgın çünkü, Milli Eğitim Eski Bakanı Nimet Çubukçu seçimden önce bu yılın ağustos ayında 55 bin öğretmen ataması yapılacağı sözünü vermişti. Fakat açıklanan kontenjan sadece 11 bin 500...

Eski bakan bu sözü, sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirileceğinin açıklanmasından önce vermişti.

Yazının Devamı

Atanamayan tarih öğretmenlerinden milli güvenlik çıkışı!

1 Ağustos 2011

18. Milli Eğitim Şûrasının en radikal ve bana göre de en anlamlı kararlarından birisi, Milli Güvenlik dersi müfredatının güncellenmesi ve bu dersin muvazzaf veya emekli subaylar tarafından değil, kadrolu öğretmenlerce verilmesine yönelik yasal düzenlemelerin yapılmasıyla ilgili maddesiydi.

Şûras sonrası basında geniş yer bulan bu karar, şimdilerde hatırlara gelmemekte ve bu yönde yasal düzenleme yapılıp yapılmadığına veya yasal düzenleme yapılmasına dair bir çalışma planlanıp planlanmadığına dair bir açıklama yok.

Yeni ve sivil bir anayasaya odaklanan meclis bu konuyla ne zaman ilgilenir ve bu konuya ne zaman sırası gelir bilinmez ama öğretmenler bu düzenlemenin ivedilikle yapılmasını istiyor. Aslında bu yöndeki düzenleme yeni anayasa ve sivilleşme sürecine de uygun. Bu yönüyle belki de daha kısa sürede ele alınabilir.

Bu düzenlemenin ivedilikle gerçekleşmesinin bir de istihdam ve öğretmen ataması boyutu var. Zira Milli Güvenlik dersi müfredatına en yakın eğitimi alan tarih öğretmenleri bu dersin kendilerine

Yazının Devamı

LYS sonuçları açıklanıyor

18 Temmuz 2011

İki gün önceki köşe yazımızda ÖSYM'nin YGS'de şifre iaddiaları sonrası ciddi bir sessizliğe büründüğünü ve basın yayın organları ile irtibatını azalttığına değinmiş bunun sonucunda da üniversite adaylarının doğru bilgilere ulaşmakta zorlandığını ve ciddi stres yaşadığını belirtmiştik.

ÖSYM'nin sınavın ne zaman açıklanacağı yönünde sessiz kalması ve bir açıklama yapmaması gençler arasında spekülasyonlara neden olmuş ve her ağızdan çıkan farklı söylemler üniversite adaylarını iyice çileden çıkarmıştı. Yazımızın yayınının ikinci gününde ÖSYM nihayet 2011 LYS sonuçlarının ne zaman açıklanacağına dair basın duyurusu yayınladı.

ÖSYM duyurusunda "18-19 ve 25-26 Haziran 2011 tarihlerinde yapılan 2011-Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) sonuçlarının açıklanması ile ilgili olarak bazı basın yayın kuruluşlarında gerçeği yansıtmayan, yanlış anlamalara yol açabilecek haber ve yorumlara yer verilmektedir" açıklamasına da değindi. Nedense basında yer alan bu yanlış açıklamaların kendi

Yazının Devamı

LYS sonuçları neden açıklanmıyor?

17 Temmuz 2011

Son LYS oturumu yapıldığından beri üniversite adayları sonuçların açıklanmasını büyük bir merakla bekliyor. Fakat 15 temmuz 12:42 itibari ile sonuçlar henüz açıklanmadığı gibi ne zaman açıklanacağına dair de resmi ve güvenilir bir bilgi yok...

İşin ilgin tarafı sınavı açıklayacak olan kurumdan hiçbir ses seda çıkmaması...

Hatta bu konudaki ilk ve tek resmi açıklmayı da temayüllerin aksine ÖSYM başkanı değil, YÖK başkanı yaptı. O da muğlak bir ifade; iki haftada değerlendirme biter, 20 gün sonra da sonuçlar açıklanır... Gelin görün ki, 15 gün de 20 gün de geçti ama ne LYS sonuçları açıklandı ne de ne zaman açıklanacağı...

Yaklaşık 2-3 hafta önce YÖK başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya ÖZCAN, ÖSYM başkanını kastederek "Ben olsaydım istifa ederdim" açıklaması yaptı. Buradan anlaşılıyor ki, ÖSYM başkanı ile YÖK başkanı arası limoni. Akla gelmiyor değil, sırf bu limonilik için mi sonuçların açıklanması geciktiriliyor! Kişisel didişmelerin

Yazının Devamı

Üniversitelerin kontenjan artışları ve yeni kontenjanların dağılımı

13 Temmuz 2011

Bu yıl ÖSYM tarihinde bir ilke daha imza atıldı... ÖSYM, ilk defa LYS sonuçları açıklanmadan adayların tercih kılavuzu olarak adlandırdığı yükseköğretim programları ve kontenjanları kılavuzunu internet adresinden yayınladı.

Adaylar böylece tercih süreci bildirimi başlamadan çok önce de tercih araştırması yapmaya başlayabildi. Peki 2012 yılı üniversite kontenjanlarında ne kadar artış oldu, bu kontenjan artışı hangi programlarda yoğunlaştı? Üniversite adaylarına sunulan yeni kontenjan fırsatları neler?

Üniversitelerin 2011-2012 akademik yılı kontenjanları beklendiği gibi geçen yıla göre yüzde 7,3 oranında artış gösterdi. Bu artışla yükseköğretim programları kontenjanı 708 bin 274'den 759 bin 668'e yükseldi.

Lisans programlarının kontenjanları geçen yıla göre yüzde 15,4 oranında artarken ön lisans programları 2,6 oranında azaldı. Yüzde 15,4 oranında artış gösteren lisans programları kontenjanı 431 bin 768'e çulaştı.

Lisans programı kontenjanları arasında 37.903 kontenjan, devlet üniversitelerinde yeni açılan yükseköğretim

Yazının Devamı

LYS sonuçları ne zaman açıklanacak?

4 Temmuz 2011

LYS maratonunun tamamlanmasının hemen ardından üniversite adayları LYS sonuçlarının ne zaman açıklanacağını merak ediyor. Bu oldukça doğal bir beklenti tabii ki, zira sınav maratonu ardından tercih koşturmacası başlıyor. Fakat ne yazık ki, LYS sınavlarının bitimi ile sonuçların açıklanması arasında resmi ağızlar genellikle net konuşmaz ve son günlere kadar sonuçların açıklanacağı net tarihler belli olmaz. Bununla birlikte önceki yılların sonuç ve yerleştirme takvimi adaylara ipuçları verebilir.

Bu yılın LYS sonuçlarının açıklanmasına dair ilk açıklama YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan tarafından yapıldı. Aslında bu yöndeki açıklamalar genellikle ÖSYM başkanlarından gelirdi, görülen o ki, YGS'deki tartışmalı süreç ÖSYM Başkanını basın karşısına çıkmaktan iyice soğutmuş...

YÖK Başkanı Özcan, yaklaşık bir hafta önce yaptığı açıklamada iki hafta içerisinde değerlendirmelerin biteceğini 20 gün içinde de sonuçların ilan edilmesini beklediğini açıkladı. Bu açıklamaya

Yazının Devamı

Anne-babalar karneyi nasıl algılamalı ve çocuklarına nasıl yaklaşmalı?

15 Haziran 2011

Eğitim-Öğretim yılının sonuna gelirken, milyonlarca öğrenciyle birlikte anne ve babaları da merak ve heyecanlı bir bekleyiş sarmakta. Bu eğitim-öğretim döneminin sorumluluk ve gerekliliklerini yerine getiren öğrenciler tatili düşünerek sevinirlerken, bazı öğrencilerimiz de karnesi yüzünden başına neler geleceğini düşünüp korku ve telaş içerisinde endişe taşıyabilirler.

Anne-babaların, karneleri karşısında çocuklarına yönelik takınacakları tavır ve gösterecekleri yaklaşımlar ise onların kişilik gelişimlerine olumlu/olumsuz etkiler meydana getirebileceği gibi muhakkak ki ruh dünyalarının şekillenmesinde de önemli etkenler içerir.

Öncelikle bilinmelidir ki, bir eğitim-öğretim döneminin sonucu olan karne, çocuklarımızın farklı dönemlerde girdikleri sınavlardan aldıkları sonuçların bir göstergesidir. Bu sınav performansını ise etkileyen birçok etkenin bulunduğu muhakkaktır. Karnelerdeki notlar, çocuklarımızın gerçek gayret, beceri ve yeteneklerinin göstergesi olmadığı gibi kişiliklerinin

Yazının Devamı

Sözleşmeli öğretmen sorunu çözüldü mü, ertelendi mi?

7 Haziran 2011

Başbakan Erdoğan, "sözleşmeli personel sorununu çözeceğiz" söylemlerine yer vermeye başladığında, bu işin seçim öncesi vaad olup seçimden sonra unutulacağına ihtimal vermedim. Fakat açıkçası bu kadarını beklemiyordum. Gözlemim o ki sadece ben değil eğitim gündemini takip eden ve bu konuda yazıp çizen pek çok kişi de bu kadarını beklemiyordu.

Evet "sözleşmeli personel" sorunu çözülecekti ama ben dahil büyük bir kesim bunun bazı koşullara bağlanacağını bekliyordu. Örneğin sözleşmeli olarak atanan personelin, atandığı bölgede 3-5 yıl gibi belli bir süre görev yapması ardından kadroya geçme hakkı kazanması gibi bir koşul öngörülebilen koşullardandı. Zira sözleşmeli personel olgusunun çıkışında ülkemizin bazı bölgelerinde çalışmaya talipli memur bulunmamasından kaynaklanıyordu. Fakat itiraf etmeliyim ki, sözleşmeli personelin koşulsuz olarak kadroya geçirilmesi ve ardından Mili Eğitim Bakanlığı'nın bundan sonraki dönemde "sözleşmeli

Yazının Devamı