Karl Marx

Karl Marx

19. yüzyılda yaşamış filozof, politik ekonomist ve devrimci. Komünizmin kuramsal kurucusudur. Birçok politik ve sosyal konuda fikri olmakla beraber, en çok Komünist Manifesto'nun (1848) giriş cümlesinde özetlediği tarih analiziyle tanınır: "Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir." Marx, bütün sınıflı toplumlarda olduğu gibi kapitalizmin de kendini yok etmeye yol açacak içsel dinamikler barındırdığına inanırdı; onun düşüncesine göre, nasıl ki kapitalizm eskimiş feodalizmin yerini aldıysa, sınıfsız bir toplum olan komünizm de "devletin proletaryanın devrimci diktatörlüğünden başka bir şey olmadığı" siyasal geçiş sürecinden sonra onun yerini alacaktır.   Marx, sosyoekonomik değişimlere belirli bir tarihsel zorunluluk perspektifinden bakardı; ona göre kapitalizm, yapısal durumunun dinamiği ve çatışması sonucu yerini komünizme kesin olarak bırakacaktır:   « Modern sanayinin gelişmesi, burjuvazinin ayaklarının altından bizzat ürünleri ona dayanarak ürettiği ve mülk edindiği temeli çeker alır. Şu halde, burjuvazinin ürettiği, her şeyden önce, kendi mezar kazıcılarıdır. Kendisinin devrilmesi ve proletaryanın zaferi aynı ölçüde kaçınılmazdır. » (Komünist Manifesto) Marx, bu değişimin organize bir devrimci hareketle geleceğini düşünür; bu değişim, ancak uluslararası işçi sınıfının birleşik hareketiyle meydana gelecektir: "Bize göre komünizm, ne yaratılması gereken bir durum, ne de gerçeğin ona uydurulmak zorunda olacağı bir ülküdür. Biz, bugünkü duruma son verecek gerçek harekete komünizm diyoruz. Bu hareketin koşulları, şu anda varolan öncüllerden doğarlar." (- Alman İdeolojisi)   Marx yaşadığı dönemde dünya çapında ünlü bir isim sayılmasa da, ölümünden kısa bir süre sonra düşünceleri dünya işçi hareketine yön vermiştir. Marksist Bolşeviklerin Rusya'da Ekim Devrimi'ni gerçekleştirmesi bunun en büyük örneğidir. 20. yüzyılda dünyada Marksist düşünce hemen hemen bütün ülkelerde taraftar bulmuştur. Marksizm, akademik ve politik çevrelerde en çok tartışılmış konulardandır.   Yaşamı Prusya Krallığı'na bağlı Trier kentinde yedi çocuklu Yahudi bir ailenin üçüncü çocuğu olarak Karl Heinrich Marx adıyla dünyaya geldi. Babası Heinrich (1777–1838) Aydınlanma düşünürleri Voltaire ve Rousseau'ya hayrandı. Prusya makamları, bir Yahudi'ye hukuk diploması vermeyeceği için Prusya'nın resmi inancı olan Lüterciliği seçti, Hıristiyan oldu. Annesinin ismi Henrietta (1788–1863), kardeşlerinin isimleri Sophie, Hermann, Henriette, Louise, Emilie ve Caroline'dir.   Eğitimi Marx, on üç yaşına kadar evde eğitildi. Gymnasium'dan mezun olduktan sonra, 17 yaşında hukuk okumak için Bonn Üniversitesi'ne kaydoldu. Marx'ın edebiyat ve felsefe okuma isteği babasının gelecekte kendisine ekonomik anlamda bakamayacağı gerekçesiyle reddedildi. Sonraki sene babası tarafından daha saygın bir üniversite olan Berlin'deki Friedrich-Wilhelms Üniversitesi'ne yollandı. Bu dönemde Marx birçok şiir ve hayat hakkında deneme yazmıştır, bu yazılarda üniversitedeki Genç Hegelciler'in ateist düşüncesinin de etkisi görülür. 1841'de "Demokritosçu ve Epikürcü Doğa Felsefesi Arasındaki Farklar" isimli teziyle doktorasını verdi.   Marx ve Hegelciler Genç Hegelciler, Ludwig Feuerbach ve Bruno Bauer etrafında toplanmış hocaları Hegel'i eleştiren bir grup felsefeci ve gazeteciden oluşuyordu. Hegel'in metafizik çıkarımlarını eleştirmelerine karşın, teolojik boyutundan koparttıkları diyalektik metodu dini ve politikayı analiz etmekte kullanıyorlardı. Bu grubun bazı üyeleri post-Aristo felsefesi ve post-Hegelci felsefe arasında bir analoji çizer. Bunlardan biri Max Stirner, Feuerbach ve Bauer'i Biricik ve Mülkiyeti (1845, "Der Einzige und sein Eigenthum") isimli kitabıyla eleştirir, bu ateistlerin soyut kavramları somutlaştırarak dindar bir görünüm kazandığını söyler. Bir Feuerbach takipçisi olan Marx, bu kitaptan etkilenerek Feuerbach materyalizmini terk edip, daha sonra epistemolojik kopuş denilecek kırılmaya yaklaşmıştır. Bundan sonra Stirner ve Feuerbach'ı eleştirdiği ve tarihsel materyalizm kavramının temellerini attığı Alman İdeolojisini (1846 Die Deutsche Ideologie) yazar, ancak bu kitabı yayımlayamaz.   1843 Ekim ayının son günlerinde Marx Paris'e gider. 28 Ağustos 1844 tarihinde Paris'in ünlü bir kafesinde (Café de la Régence'te) Friedrich Engels ile tanışır ve hayatının en önemli dostluklarından biri böylece başlamış olur. Engels'in Paris'e gelmesinin en önemli sebebi Marx'la tanışmaktır, daha önce bir sefer 1842 yılında Marx'ın çıkardığı Rheinische Zeitung gazetesinin ofisinde karşılaşmışlardır. Engels Marx'a en önemli eserlerinden birini gösterir "1844 Yılında İngiltere'de İşçi Sınıfının Koşulları." Paris o dönemde İngiliz, Alman ve İtalyan devrimcilere ev sahipliği yapıyordu, aynı şekilde Marx da Arnold Ruge ile çalışmak için Paris'e gelmişti, ikili Şubat 1844'te bir defalığına Deutsch–Französische Jahrbücher gazetesini çıkarabildiler.   Bu gazetenin başarısızlığından sonra Marx, Paris'teki en radikal Alman gazetesi Vorwärts'ta yazar. Bu gazete Avrupa'daki en önemli radikal gazetelerdendir. Marx genellikle Hegel üzerine yazar, Yahudi Sorunu Üzerine isimli makalesi için çalışır. Fransız Devrimi ve Proudhon'u inceler, işçi sınıfı üzerinde düşünmeye başlar.   Bauer'e bir cevap niteliği taşıyan ve Genç Hegelciler'e olan mesafesini belirlediği Yahudi Sorunu Üzerine yayımlanır. Bu makale sivil haklar ve insan hakları ve politik özgürleşme kavramlarının eleştirisini içermekle birlikte, Yahudilik ve Hıristiyanlığa da sosyal özgürleşme hususunda önemli eleştiriler getirir. Engels, Marx'ın çalışma alanlarını işçi sınıfının durumu ve iktisat konularına yoğunlaştırmasında yönlendirici olur. 1844 Elyazmaları'nda bunun ilk örnekleri yer alır, ancak bu yazılar 1930'lara kadar yayımlanmadan kalır. Bu elyazmaları temel olarak kapitalizmde insan emeğinin, yabancılaşmasının olgusal analizini içerir.   Ocak 1845'te Vorwärts, Prusya Kralı Frederick William IV'e gerçekleştirilen suikast girişimine olan desteğini açıkça belirtince Marx ve arkadaşlarına Paris'i terk etmeleri emredilir. Engels'le birlikte Brüksel'e geçerler.   Marx bundan sonra kendini Alman İdeolojisi'nde temellerini attığı tarih çalışmasına ve tarihsel materyalizm görüşüne adar. Bu görüşün temel savı "İnsanların varlığını belirleyen onların bilinci değil, tersine onların bilincini belirleyen onların toplumsal varlığıdır." olarak özetlenebilir. Marx artık tarihi "üretim ilişkilerine bağlı olarak" ele almaya başlar ve mevcut endüstriyel kapitalizmin kaçınılmaz çöküşü üstünde çalışır. Bu dönem, daha sonra akademisyenlerin ayırdığı, Feuerbach etkisi görülen Genç Marx'tan kopuş dönemidir.   1847 yılında yazdığı Felsefenin Sefaleti, Pierre-Joseph Proudhon ve Fransız sosyalist düşüncesine bir eleştiri ve cevap niteliği taşır. 21 Şubat 1848 tarihinde, Komünist Birlik ve Avrupa'daki bazı komünist grupların manifestosu olarak Marx ve Engels'in en ünlü çalışması Komünist Manifesto yayımlanır.   1848 yılı Avrupa'da köklü devrimlerin başgösterdiği bir yıldır. Marx yakalanır ve Belçika'dan sınır dışı edilir. Radikal hareketlerin Fransa'da güçlenmesiyle Marx tekrar Paris'e davet edilir, geri dönerek devrimci hareketlere tanıklık eder.   1849 yılında tekrar Almanya'ya (Köln'e) geri döner ve Neue Rheinische Zeitung gazetesini çıkarmaya başlar. Bulunduğu sürede iki defa mahkemeye verilir, ikisinden de beraat eder. Gazeteye baskının artması sonucu Paris'e döner, buradan da yollanır ve en sonunda Londra'ya iltica eder.   Londra Mayıs 1849'da ömrünün sonuna kadar kalacağı Londra'ya yerleşir. 1851'de New York Herald Tribune gazetesinde muhabir olarak çalışır. 1855'te oğlu Edgar veremden ölür. Parasızlıktan ve kötü yaşam koşullarından dolayı politik ekonomi üstündeki çalışması çok ağır ilerlemesine rağmen 1857'de sermaye, özel mülkiyet, ücretli emek ve devlet üstünde yazdığı 800 sayfalık çalışma vardır. 1858'de çalışmalarını topladığı Grundrisse ancak 1939 yılında yayımlanır. Politik iktisat alanındaki ilk kapsamlı çalışması 1859 yılında yayımlanan Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı kitabıdır. Adam Smith ve David Ricardo'nun teorilerini tartıştığı Artı-Değer Teorileri 1862-63 arasında yazdığı el yazmalarından oluşmaktadır. Bu kitap, ölümünden sonra yayımlanmıştır. Bu iki çalışma da Kapital'in taslaklarını ve çeşitli bölümlerini içerir. 1867'de dev çalışması, kapitalist üretim sürecini analiz ettiği Kapital'in ilk cildi yayımlanır. İkinci ve üçüncü cildi üstünde çalışmalarını sürdürür ancak bu ciltler ölümünden sonra Engels tarafından yayımlanabilecektir.   Kapital'in dev bir araştırma ve analiz olması, Marx'ın sürdüğü sefalet bu eserin tamamının yayımlanmasını geciktirmiştir. Bunların dışında zamanının ve enerjisinin önemli bir kısmını Birinci Enternasyonal'e ayırması da yazma sürecinin ağır işlemesine sebep olmuştur. Kongrenin düzenlenmesinde aktif olarak görev alan Marx, kongrede Mikhail Bakunin önderliğindeki anarşist sol akım ile ciddi fikir ayrılıkları ve çatışmalar yaşamıştır. 1872'de gerçekleşen Lahey Kongresi'nde Bakunin'in Marx'ın fikirlerini "otoriter" olarak değerlendirmesiyle iki grup arasında büyük çekişmeler yaşanmış, sonunda Bakunin ve anti-otoriter çevreler kongreden ihraç edilmiştir. Paris Komünü sırasında yaşananlar, Lahey Kongresi'ndeki fikir ayrılıklarının da önemli bir bölümünün kaynağıdır. Bölünme Marx'ı da derinden etkilemiş ve Fransa'da İç Savaş makalesiyle Paris Komünü'nü savunmuştur.   Marx'ın sağlığı son on yılda gittikçe bozulmaya başlamıştır, bu yüzden önceki yıllarında gösterdiği üretkenliği sağlayamamıştır. 1875'te yayımlanan Gotha Programı'nın Eleştirisi devrim stratejisi, proletarya diktatörlüğü, kapitalizmden komünizme geçiş ve işçi sınıfı partisi konularını ele alır. Bu kitapta, "Herkesten yeteneğine göre, herkese gereksinmesine göre" prensibinin komünist toplumun sloganı olması gerektiğini beyan eder.   Aile hayatı   Karl Marx, bir Prusya baronunun eğitimli kızı Jenny von Westphalen ile evlendi. Marx ve Westphalen ailelerinin istememesi yüzünden bu beraberlik önceleri saklı kaldı, daha sonra çift 19 Haziran 1843 tarihinde evlendi.   Aile, 1850'li yıllarını yokluk içerisinde Londra'nın Soho semtinde bulunan üç odalı bir evde geçirdi. Marx ve Jenny'nin bu yıllarda dört tane çocuğu oldu, daha sonra Jenny üç çocuk daha doğurmuştur, fakat yedi çocuktan sadece üç tanesi hayatta kalarak ergenliğe erişebildi (Bu 3 çocuktan 2'si ise olgunluk yaşlarında intihar etmiştir). Manchester'da aile işini yürütmekte olan Engels, bu yıllarda Marx'ın en büyük maddi destekçisi oldu. New York Daily Tribune'de muhabir olarak çalışan Marx, buradan da bir miktar para alıyordu. Aile, Jenny'e 1856 yılında kalan miras sayesinde gene Londra civarında görece sağlıklı bir yere taşındı. Marx hemen hemen bütün hayatını kıt kanaat geçirdi, yokluk peşini hiçbir zaman tam olarak bırakmadı.   Marx'ın çocuklarının isimleri şunlardır: Jenny Caroline (Longuet; 1844–1883); Jenny Laura (Lafargue; 1846–1911); Edgar (1847–1855); Henry Edward Guy ("Guido"; 1849–1850); Jenny Eveline Frances ("Franziska"; 1851–1852); Jenny Julia Eleanor (1855–1898) ve Temmuz 1857'de henüz ismi konulmadan hayatını kaybeden bir bebek.   Ölümü   Aralık 1881'de karısı Jenny'nin ölümünden hemen sonra Marx'ın da sağlığı bozuldu, son on beş ayını katar hastalığıyla geçirdi. Bu hastalık bronşit ve plöreziye yol açmış, Karl Marx 14 Mart 1883 tarihinde hayatını kaybetmiştir. Öldüğünde uyruksuzdu. Londra'daki mezartaşının üst bölümünde "Komünist Manifesto"'nun son cümlesi büyük harflerle yazılıdır:   “ Bütün ülkelerin işçileri, birleşin! ” Alt bölümünde ise Feuerbach Üzerine Tezler'in 11. bölümünün sonu yer alır:   “ "Filozoflar dünyayı, yalnızca, çeşitli şekillerde yorumlamışlardır; oysa sorun onu değiştirmektir." ” Mezartaşı Büyük Britanya Komünist Partisi tarafından, özgün haline de saygı gösterilerek alçak gönüllü bir mimariyle, 1954 yılında bir anıt haline getirilmiştir. 1970'de el yapımı bir bombayla bu anıtı yok etmek amacıyla başarısız bir girişim olmuştur.   Cenazesinde Wilhelm Liebknecht ve Friedrich Engels gibi Marx'ın yakın arkadaşları konuşma yapmıştır. Engels'in konuşması şu cümleleri içerir:   “ 14 Mart günü, öğleden sonra üçe çeyrek kala, yaşayan düşünürlerin en büyüğü artık düşünmez oldu. Sadece iki dakika yalnız bıraktıktan sonra, odaya girince, onu koltuğunda rahat rahat, ama sonsuzluğa dek, uyumuş bulduk. ” Engels ve Liebknecht dışında Charles Longuet ve Paul Lafargue de cenazeye katılmıştı. Liebknecht Almanca, Longuet Fransızca birer konuşma yaptı, Fransa ve İspanya'daki işçi partilerinden gelen iki telgraf okundu. Engels'in konuşmasıyla, toplam onbir kişi bulunan cenaze töreni tamamlandı.   Marx'ın kızı Eleanor da babası gibi komünist oldu ve onun çalışmalarının düzenlemesini yaptı.   Marx'ın görüşleri   Komünist Manifesto, el yazması. Marksizm, standard felsefi süreçten farklı olarak düşünüşün dışında eylemi de içerir (Marx, praksis ve felsefeyi birleştirerek, Marksizm'i "praksis felsefe" vasfına bürümüştür, buna göre Marksist felsefe düşünüş ve faaliyeti birlikte gerçekleştirir). Ölümünden sonra Lenin, Mao, Stalin ve Troçki gibi liderler Marksizmi çeşitli şekilde yorumlamışlar ve bu yorumların sonucu ortaya koydukları hareketler Leninizm, Maoizm gibi isimlerle adlandırılmıştır.   Marx'ın felsefesi Marx'ın felsefesinin dayanak noktası insanın doğası ve toplum içindeki yeridir. Hegelci diyalektiğin yardımıyla insan doğasının değişmezliği kavramını reddeder. Burada kastedilen insan doğası, fizyolojik ihtiyaçlar değil insanın toplum içinde yarattığı hareket ve davranış biçimidir. Bunu da "tarihsel süreç" ve "doğa" kavramlarını bir arada ele alarak yapar. Sosyal koşulların davranışı belirlemesi, doğanın insanın davranışını belirlemesinden önce gelir. Ama bu insan doğasının varlığını reddetmez, yabancılaşma teorisi bunun üstüne kurulur. İnsan emeği kaçınılmaz olarak doğal bir kapasite gerektirir ama bu da insan bilincinin aktif rolüne sıkıca bağlıdır:   “ Örümcek, işini dokumacıya benzer şekilde gördüğü gibi, arı da peteğini yapmada pek çok mimarı utandırır. Ne var ki, en kötü mimarı en iyi arıdan ayıran şey, mimarın, yapısını gerçekte kurmadan önce, onu hayalinde kurabilmesidir. „ —Kapital, 1. Cilt, Üçüncü kısım, 7. bölüm, 1. Kesim  Marx'ın tarih analizi, tarım toplumlarında toprak ve kürek, sanayi toplumunda madenler ve fabrikalar olarak sayılabilen yani bir malın üretimi için doğrudan gerekli üretici güçler ve bu üretim araçlarını kullanan insanların kurduğu sosyal ve teknolojik ilişkileri tanımlayan üretim ilişkileri arasındaki ayrıma dayanır. Bu ayrım ve bağ üretim biçimini oluşturur. Marx, Avrupa'da üretim biçiminin değişmesiyle birlikte feodalizmden kapitalist üretim biçimine geçildiğini söyler. Marx üretici güçlerin, üretim ilişkilerinden daha önce geldiğini ve daha hızlı değiştiğini söyler. Felsefenin Sefaleti çalışmasında bu durum şöyle yer alır:   “ Toplumsal ilişkiler, üretici güçlere sıkı sıkıya bağlıdırlar. Yeni üretici güçler sağlamak için insanlar kendi üretim biçimlerini değiştirirler; kendi üretim biçimlerini değiştirmek, yaşamlarını kazanma yollarını değiştirmek için de bütün toplumsal ilişkilerini değiştirirler. Yeldeğirmeni size feodal beyli toplumu verir; buharlı değirmen ise, sınai kapitalistli toplumu. ” Marx toplumdaki sınıfların bu üretim biçimlerine bağlı olarak oluştuğunu söyler. Bir sınıfı oluşturan insanlar kendi istekleri yahut bilinçleriyle bir araya gelmiş değildir. Her sınıfın da kendi çıkarına farklı bir isteği vardır, bu da toplumda çatışmaya yol açar. İnsanlık tarihinin en kalıtımsal özelliği sosyal sınıfların çatışmasıdır:   “ Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir. ” Marx insanların kendi emek gücü ve bunla olan ilişkisiyle de ilgilenmiştir; yabancılaşma sorunu özellikle Genç Marx'ın ilgilendiği bir alandır. Kapitalist sistemde insan kendi doğasına yabancılaşmasıyla, hem kendi emeğine hem üretim sürecine hem de sosyal ilişkilerine karşı yabancılaşır. Kapital'de yerini daha ayrıntılı biçimde tanımladığı meta fetişizmine bırakır.   Yanlış bilinç de Marksist terminoloji içinde önemli bir yere sahiptir. İdeoloji kavramıyla oldukça yakından bağlantılıdır ve onu olumsuzlar. Üretim araçlarına sahip sınıf, aynı zamanda kendi dünya görüşünü de alt sınıflara pompalar. Böylece proletarya kendi çıkarının nerede olduğunu göremez, düzeni değiştirme şansının olmadığını düşünür. Olayları devrimci bir düşünceden uzak olan din veya insan çerçevesinden görür. Marx, Hegel'in Hukuk Felsefesinin Eleştirisine Katkı'da şöyle der;   “ Dinsel üzüntü, bir ölçüde gerçek üzüntünün dışavurumu ve bir başka ölçüde de gerçek üzüntüye karşı protesto oluyor. Din ezilen insanın içli ezgisini, kalpsiz bir dünyanın sıcaklığını, manevi olanın dışlandığı toplumsal koşulların maneviyatını oluşturuyor. Din, halkın afyonunu oluşturuyor.” Tarih anlayışı Marx'ın tarihsel materyalizm kuramı toplumun her zaman temel olarak -üretim ilişkileri ve buna bağlı olarak ekonominin sistemin dinamiği olduğu- maddi koşullara göre belirlendiğini öne sürer. İnsanlar öncelikle "yaşamlarını sürdürmek gayesiyle içmek, yemek, barınmak ve giyinmek" gibi gereksinmeleri karşılamak için ilişkiye girer. Marx ve Engels, Batı toplumlarının gelişmesini ve geleceğini, birbirini takip eden ilk dört döneme ayırır ve beşinci olarak gelecekte yaşanacağını varsaydıkları komünizm dönemini öngörür:   İlkel komünizm: Avcı ve toplayıcı dönemde, paylaşılan mülkiyete ve ilkel demokrasiye dayanan kooperatif aşiretler, kabileler. Kölelik: Toplumun kabileden şehir devlete geçtiği, köleliğin, özel mülkiyetin ve aristokrasinin doğduğu, tarımın yaygın olduğu dönem. Feodalizm: Kralın da dahil olduğu aristokrasinin yönetici sınıf haline geldiği, dinin önemli bir yer tuttuğu üçüncü dönem. Kapitalizm: Burjuva sınıfının yönetici, proletaryanın da ezilen sınıf olduğu, parlamenter demokrasinin yaygın olarak politik sistem olduğu, piyasa ekonomisinin işlediği ve üretim araçlarına ağırlıkla özel mülkiyetin sahip olduğu dönem. Komünizm: İşçilerin devrim yaparak kapitalistleri kovduğu ve devletsiz, sınıfsız, mülkiyetsiz bir toplumun yarattıkları beşinci dönem. Politik ekonomi   Marx'a göre, insanın kendi emeğine yabancılaşması (meta fetişizmine dönüşen süreç), kapitalizmin en belirgin niteliğinden biridir. Kapitalizmden önce, Avrupa'da var olan piyasalarda üreticiler ve tüccarlar mal alıp satardı. Kapitalist üretim tarzının gelişmesiyle birlikte emeğin kendisi bir mal (meta) halini almıştır. İnsan artık yaptığı ürünü değil, kendi emek gücünü belirli bir ücret karşılığında anlaşarak satmaktadır. Emek gücü, insanın zanaatçılığından farklılaşarak sistemin devamlılığını sağlayan, tamamıyla alınıp satılabilen bir araç haline gelmiştir. Emek gücünü satmak zorunda olanlara proletarya, bu emek gücünü satın alan, genellikle mülk ve üretim teknolojisine sahip gruba da burjuva denir. Proleterler, kapitalistlerden sayıca ve kaçınılmaz olarak fazladır.   Marx, endüstriyel kapitalistlerin tüccar kapitalistlerden ayrıldığını söyler. Tüccar bir piyasadan bir malı alır ve diğer bir piyasada, piyasadaki arz ve talep kanunlarına bağlı olarak, daha yüksek bir fiyattan satar. Böylece bir arbitraj oluşturur. Öte yandan kapitalistler, üretilen maldan bağımsız olarak emek piyasası ile piyasa arasındaki farklılıktan yararlanır. Marx, her başarılı endüstrinin birim maliyeti girdisi ile birim fiyatı çıkışı arasında fark bulunduğunu söyler. Bu farklılık artı değer olarak adlandırılır ve bu artı değer kaynağını işçinin ürettiği artı emekten alır, bu el konulan artı değer kapitalist kazancın esas bölümünü oluşturur.   Marx ve Engels, Komünist Manifesto'da burjuvanin tarihte daha önceden görülmemiş devrimci bir rol oynadığını söyler, ama bu kapitalist üretim sürecinin yaşayacağı krizleri bütünüyle engelleyebilecek güçte olduklarını göstermez. Teknolojinin sürekli gelişmesi, ekonominin büyümeye endeksli olması ve kârın arttırılması gerekliliği kapitalizmi periyodik krizlere mahkûm eder. Bu büyüme, kriz ve tekrar büyüme süreci sonunda her defasında bir öncekinden daha ciddi bir krize yol açacaktır. Aynı zamanda bu süreçte kapitalist sürekli zenginleşmeye çalışacak, işçi de gittikçe güçsüzleşecektir, çünkü artı değeri oluşturan artı emektir. Sonunda proletarya üretim araçlarına el koyacak ve herkese eşit biçimde dağıtacaktır. Uzlaşmak ihtimali mümkün değildir, çünkü kapitalist sistemde bu uzlaşmanın sınıf farklılığını ortadan kaldırma şansı yoktur. Aksine kapitalistler önceki avantajlı durumunu devam ettirmek için şiddete başvuracaktır. Bu geçiş sürecinde iyi organize olmuş devrimci bir gücün ortaya çıkıp idareyi ele alması gerekir. Marx, Gotha Programı'nın Eleştirisi'nde şöyle yazar:   “ Kapitalist toplum ile komünist toplum arasında, birinden ötekine devrimci dönüşüm dönemi yer alır. Buna da bir siyasal geçiş dönemi tekabül eder ki, burada devlet, proletaryanın devrimci diktatörlüğünden başka bir şey olamaz.” Marx'ın etkilendikleri   G.W.F. Hegel Karl Marx üzerinde etkili olanlar kısaca şöyle sıralanabilir:   Hegel diyalektik metodu ve tarih anlayışı, (Alman felsefesi). Adam Smith ve David Ricardo politik ekonomisi, (İngiliz iktisadı). Rousseau başta olmak üzere Fransız eşitlikçi ve sosyalist düşüncesi, (Fransız politikası). Marx tarih ve toplumun bilimsel bir metodla birlikte ele alınması gerektiğine inanır. Marx'ın tarih anlayışı, tarihsel materyalizm olarak tanımlanır Engels ve Lenin de bunu diyalektik materyalizm olarak ele alır, Hegel'in "gerçeklik ve tarihin diyalektik biçimde ele alınması" gerektiği düşüncesinden oldukça etkilenmiştir. Fakat Hegel'in düşüncesi bu diyalektiğin temeline idealizmi oturttuğundan dolayı, Marx tarafından eleştirilmiştir, Engels Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı'da Marx'a atıfla şöyle yazar:   “ Tarihte bir iç gelişme, zincirleme bir iç bağlantı olduğunu tanıtlamayı deneyen ilk adam Hegel'dir, ve onun tarih felsefesindeki birçok şey, bugün bize ne kadar tuhaf gelirse gelsin, onu izleyenleri, hatta ondan sonra tarih üzerinde genel muhakemeler yürütmeye kalkışanları kendisiyle kıyasladığımızda, temel anlayışının yüce niteliği bugün de hayranlığa layıktır. Phénoménologie'sinde, Estetik'inde, Felsefe Tarihi'nde, her yere tarihin bu yüce anlayışı girer, ve her yerde konu, tarihsel tarzda, "soyut olarak baş aşağı edilmiş" olsa da, tarih ile belirli ilişkisi içinde incelenir.” Popüler ifadeyle Marx, baş aşağı duran Hegel'i ayakları üstüne koyar. Marx'ın Hegel'in idealizmini reddetmesinde ve materyalist diyalektiği benimsemesinde Feuerbach da etkili olmuştur. Feuerbach ve arkadaşları, Tanrı'nın insan icadı olduğunu söyler ve diyalektik metodu teolojik boyutundan kopararak dini ve politikayı analiz etmekte kullanır. Marx da bu dünyanın insanlardan herhangi bir "gerçek" şeyi sakladığına katılmaz, aksine din ve idealizm tarihsel ve sosyal olarak insanların kendi gerçek konumlarını açıkça görmesini engeller. Genç Hegelciler'den koptuktan sonra Feuerbach'ı eleştirmiş olsa da, ondan bir ölçüde etkilenmiştir.   Marx, her ne kadar Rousseau'ya nadir göndermelerde bulunsa da, Rousseau özel mülkiyete ciddi biçimde ilk saldırıyı yapan ve eşitlikçi düşünceye katkıda bulunan önemli bir filozoftur ve bu konularda Marx'ın düşüncesini oluşturmasında etki sahibidir. Marx ütopik olarak nitelendirmesine rağmen Charles Fourier ve Saint-Simon gibi sosyalist düşünürlerin görüşlerinin önemini de reddetmez: "Ama bu sosyalist ve komünist yayınlar, eleştirel bir öğe de içerirler. Bunlar mevcut toplumun bütün ilkelerine saldırırlar. Bu yüzden işçi sınıfını aydınlatacak en değerli malzemelerle doludurlar." (Komünist Manifesto'dan)   Marx'ın etkisi Marx ve Engels'in çalışmaları, toplum ve tarihin kompleks analizini sunan birçok başlıktan oluşur. Karl Marx'ın görüşleri, özellikle ölümünden sonra, Marksizm genel başlığı altında incelenir ve tartışılır. Ama Marksistler arasında Marx'ın yazılarının nasıl yorumlanması ve varolan olaylara ve durumlara nasıl uyarlanması gerektiği konusunda çeşitli ciddi tartışmalar vardır. Hatta bu tartışmalar henüz Marx hayattayken ortaya çıkmıştır, Marx 1883 yılındaki ölümünden önce hem Paul Lafargue hem de Fransız işçi lideri Jules Guesde'yi "devrimci deyim tüccarı" olmakla suçlamıştır. Fransa partisi reformist ve devrimci olarak ikiye bölündükten sonra, devrimcinin lideri Jules Guesde Marx'tan emir almakla suçlanmış, Marx da Lafargue'ye "Eğer Marksizm buysa, ben Marksist değilim" demiştir. ("Ce qu'il y a de certain c'est que moi, je ne suis pas Marxiste", bu söz Engels'in Eduard Bernstein'e yolladığı 2-3 Kasım 1882 tarihli mektubunda geçer.)       Karl Marx ve Friedrich Engels anıtı, Marx-Engels-Forum, Berlin Genel olarak, Marksist sözü Marx'ın kavramsal dilini ("üretim biçimi", "sınıf savaşı", "meta fetişizmi" gibi) kapitalist ve diğer toplumları anlamak için kullanan ya da işçi devriminin komünist topluma geçişi sağlayan tek araç olduğuna inanan kişiler için sarfedilir. Marx'ın kuramının genelini ya da bir kısmını kabul edip bütün akıl yürütmelerini kabul etmeyen kişilerin nasıl adlandırılacağı da tartışma konusudur.   Marx'ın ölümünden 6 yıl sonra ilk kongresi yapılan İkinci Enternasyonal, politik hareket için önemli bir merkez oluşturdu. Büyük işçi partilerinin, özellikle Marksist Almanya Sosyal Demokrat Partisi, katılımıyla Birinci Enternasyonal'den daha başarılı oldu. Bazı üyelerin Eduard Bernstein'in ortaya attığı evrimsel sosyalizm teorisine ilgi duymaya başlaması ve patlak veren I. Dünya Savaşı 1914'te bu Enternasyonalin sona ermesine yol açtı.   Vladimir Lenin önderliğinde Marksist Bolşevikler'in Ekim Devrimi ile Rusya'da iktidarı ele alması dünya çapında büyük bir yankı yarattı. Moskova'da Mart 1919'da kurulan "Üçüncü Enternasyonalin amacı tüm dünyada Komünist partilerin kurularak uluslararası proleter devrimine yahut dünya devrimine yardım etmeleriydi.   Marx, komünist devrimin Fransa, Almanya ve İngiltere gibi ileri derecede sanayileşmiş ülkelerden başlayacağını düşünüyordu. Lenin ise emperyalizm çağında "eşitsiz ekonomik ve siyasal gelişme yasasına" bağlı olarak, Rusya'nın eski bir tarım ülkesi olmasına rağmen aynı zamanda emperyalizmle ilişkili olarak endüstriyel sıkıntıları yaşayan bir ülkede zincirin en zayıf halkasından kopacağını, böylece "geri kalmış" diye tabir edilen bir ülkede devrimin gerçekleşmesinin olanaklı olduğunu, bu toplumun yaktığı devrim ateşinin Avrupa'nın endüstriyel toplumlarına da sıçrayacağını söyledi.   Marx ve Engels, Komünist Manifesto'nun 1882 tarihli Rusça baskısına yazdıkları önsöz bu konuda ışık tutucudur:   “ Şimdi sorun şudur: Büyük çapta zayıflamış olsa bile, gene de, ilkel bir ortak toprak sahipliği biçimi olan Rus obşina'sı, doğrudan doğruya komünist ortak mülkiyetin üst biçimine geçebilir mi? Ya da tersine, ilk önce Batının tarihsel evrimini oluşturan aynı çözülme sürecinden mi geçmelidir? Buna bugün verilebilecek tek yanıt şudur: Eğer Rus Devrimi, Batıdaki bir proleter devriminin habercisi olur, ve bunlar, böylelikle, birbirlerini tamamlarlarsa, Rusya'daki mevcut ortak toprak sahipliği, komünist bir gelişmenin başlangıç noktası olabilir.   ”     Almanya, Chemnitz'de bulunan Karl Marx anıtı, bu şehir önceden Karl Marx Şehri adıyla Doğu Almanya'ya bağlıydı. Marx'ın sözleri Lenin için bir başlama noktasını oluşturdu, Troçki ve Eski Bolşevikler ile birlikte yürüttüğü Rus devriminin "Batıdaki bir proleter devriminin habercisi" olması gerektiği düşüncesi Komintern'in de amacıydı (dünya devrimi). Bu bağlamda Komintern'in ilk kongredeki resmi dilinin Almanca olması ve Lenin'in devrim sırasında yoğun olarak Alman ajanlığıyla suçlanması tesadüf değildir. Daha sonra Batı'da devrim hareketlerinin başarısızlığa uğraması ve diğer devletlerin Sovyetler'e cephe almasından sonra Stalin'in öne sürdüğü "tek ülkede sosyalizm" Sovyetler Birliği'nde hakim görüş haline geldi. Stalin yönetimine muhalefetini sürdüren Leon Troçki ve yandaşları Dördüncü Enternasyonal'i 1938 yılında örgütledi.   Çin'de Mao Zedung Marx'a bağlılığını dile getirmekle beraber komünist devrimde öncü rolü sadece işçilerin değil köylülerin de oynayabileceğini söyledi. Henüz köylü toplumlarda işçi sınıfı tam oluşmadığı için feodalizme karşı gelen köylüler de komünist bir düzenden yana tavır koyabilirdi. Marx'ın temel görüşlerinden farklı olsa da Marksist-Leninist çizgiye daha yakın olan bu düşüncelerini Zedung, Yeni Demokratik Devrim teorisiyle dile getirmiştir. Mahir Çayan bu konuda şöyle der: "Mao'nun bu katkısının özlerini ve temel unsurlarını Lenin'de de görmekteyiz. Fakat Marksizm-Leninizmin bu son derece önemli iki ilkesi (milli demokratik devrim ve proleter kültür devrimi), en mükemmel şekillerini Mao'nun siyasi pratiği içinde almışlardır."   1923 yılında Almanya'da Marksistlerin kurduğu Toplumsal Araştırma Enstitüsü de Marksist disiplininin eleştirisinde önemli bir rol oynamıştır ve bu enstitünün bir düşünce akımı olarak ifade edilmesine Frankfurt Okulu denmiştir. Theodor W. Adorno, Max Horkheimer, Walter Benjamin, Herbert Marcuse, Jürgen Habermas önde gelen temsilcileri arasında yer alır ve bu okulun genel yaklaşım biçimi eleştirel teori olarak adlandırılır. Bu okul Ortodoks Marksizme karşı çıkmış ve sınıf bilinci ve ekonomik belirlenimcilik konularında çarpıcı eleştiriler getirmiştir. Bazı Marksistler de bu okulu Marksizmi pratiğinden soyutlayıp sadece bir akademik disiplin alanına çekmekle suçlamışlardır. Frankfurt Okulu'yla birlikte olmamakla beraber aynı dönemde yaşayan Antonio Gramsci Marksizm'e önemli açılımlar kazandırmıştır.   Marx'a dönüş Karl Marx'ın dev eseri Das Kapital, 2008 yılında düzenlenen Frankfurt Kitap Fuarı'nda en çok satılan kitaplar sıralamasında en önde yer almıştır.   Karl Marx, 2009 yılında BBC tarafından yapılan "bin yılın en büyük düşünürü" online anketinde ilk sırada yer almıştır.   Eleştiriler Karl Marx ve Marksizm konusundaki eleştiriler çoğunlukla Sovyetler Birliği pratiği üzerinde yoğunlaşır. Marx'ın kapitalizm ve ekonomik analizi için yapılan eleştiri oranı komünizm ve Sovyetler Birliği konusunda yapılan eleştiri oranının oldukça altındadır. Marx'ın ortaya koyduğu artı değer, değişim değeri ve sermaye tanımları iktisatta doğru kabul edilir.   Kapitalizm savunucularının birçoğu refahın üretimi ve dağıtımının sosyalizm ya da komünizmden daha etkili ve adil olduğunu savunur. Marx ve Engels'in belirttiği zengin ve fakir arasındaki uçurumun sadece vahşi kapitalizm dönemine ait geçiçi bir sorun olduğu belirtirken, insan doğasının kişisel çıkara ve sermaye biriktirmesine daha yakın olduğunu kapitalizm dışında bir ekonomik sistemin bu duruma uygun olmadığını söyler. Avusturya Okulu iktisatçıları da Marx'ın emek değer kuramını eleştirir.[26] Ayrıca Sovyetler Birliği'nin çöküşü, Berlin Duvarı'nın yıkılışı Marksizmin popülaritesini ve dünya çapındaki marksist görüşlerin etkisini azaltmıştır.   Friedrich Hayek Serfliğe Giden Yol kitabında sosyalist bir ekonomide iletişim problemlerinin oluşacağını, Leninist dönemde de bunların olduğunu ve bu problemlerin üretim sürecinde bir tıkanmaya yol açacağını söyler. Hayek'in takipçileri de Leninist dönemde veya Britanya'da 1939'dan 1951'e kadar olan savaş demokrasisi döneminde oluşan kıtlıklara dikkat çeker ve bunun adaletsizlik yarattığını ekler. Ayrıca Marksist ekolün, daha yüksek bir burjuva yönlendirme mekanizmasının bir parçası olduğu ve karşıtların çatıştırılmasının kontrol altına alınmasında bir araç olarak emperyalist masonik sermayenin yönlendirmesiyle oluşturulduğu da ileri sürülen farklı bir yaklaşım olarak dikkat çekicidir   Eserleri 1844 Elyazmaları (1844) Kutsal Aile (1845) Feuerbach Üzerine Tezler (1845) Alman İdeolojisi (1845-1846) Felsefenin Sefaleti (1847) Komünist Manifesto (1847-1848) Ücretli Emek ve Sermaye (1848-1849) Fransa'da Sınıf Savaşımları (1850) Louis Bonaparte'in 18 Brumaire'i (1852) Grundrisse (1857-1858) (Marx'ın Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı ve daha sonra Kapital'i oluşturacak ön çalışmalarını ve taslak notlarını içeren defterlerinden oluşan bu eser ilk kez 1939 yılında yayımlanmıştır) Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı (1859) Artı-Değer Teorileri (1862-1863) (Yine Marx'ın el yazmalarından oluşan ve Kapital'in dördüncü cildi diyebileceğimiz bu eser 1905-1910 yıllarında Kautsky tarafından yayımlanmıştır) Das Kapital I. cilt (1867) (ikinci cilt 1885'te ve üçüncü cilt 1894'de Marx'ın taslaklarına uygun olarak onun ölümünden sonra Engels tarafından düzenlenerek yayımlanmıştır) Fransa'da İç Savaş (1871) Gotha Programı'nın Eleştirisi (1875)

Karl Marx

haber başlıkları altta listelenmiştir. Son dakika haberleri de dahil olmak üzere şu ana kadar eklenen toplam 243 karl marx haberi bulunmuştur.
Savaşın kader anı! Harita değişti, saldırı menzilinde
Savaşın kader anı! Harita değişti, saldırı menzilinde New York Times gazetesi Ukraynalıların ABD ordusunun verdiği Kupyansk tavsiyesine uymadığını yazdı. Cephe hattında ise Rus savunmasının ilk hattı aşıldı, sırada ejderha dişleri var.
27.08.2023 Dünya
Nusret'i taklit etti, hapse atıldı!
Nusret'i taklit etti, hapse atıldı! Sokaktaki noodle tezgahında çektiği video Vietnam'ı alt üst eden satıcının başına gelmeyen kalmadı, mahkemenin verdiği beş yıllık ceza dünya gündeminde.
9.06.2023 Dünya
Yeni CEO,  Musk’ı yola getirecek mi?
Yeni CEO, Musk’ı yola getirecek mi? Elon Musk, Twitter’ı aldığından beri tüm kullanıcıların ifadelerini kontrol etme gücünü ele geçirdi. Twitter’ın yeni CEO’su Linda Yaccarino ise Twitter’ı Musk’ın himayesinde olmaktan kurtaracağı sinyalini verdi.
21.05.2023 Dünya
'20.000 Arı Türü', milyarlarca canlı, peki kaçımız gerçekten hakkını vere vere insan?
'20.000 Arı Türü', milyarlarca canlı, peki kaçımız gerçekten hakkını vere vere insan? Berlinale'nin en merak edilenlerden '20.000 Arı Türü' sonunda İstanbul Film Festivali'nde sinemaseverlerle buluştu. Berlin'den 'En İyi Oyuncu' ödülüyle dönen Sofía Otero'nun muazzam performansıyla büyüleyen '20.000 Arı Türü', hissettirdiği ve ektiği empati tohumlarıyla umutlu bir dünyanın kapılarını aralıyor, belki de müjdesini önden 'ispiyon'luyor...
13.04.2023 Sanat
Cesur Yeni Dünya - Kitap Özeti Oku, Konusu, Karakterleri Ve Sayfa Sayısı
Cesur Yeni Dünya - Kitap Özeti Oku, Konusu, Karakterleri Ve Sayfa Sayısı 20. yüzyılın ortalarından beri distopik romanların artmasıyla kısa sürede birçok bu türde roman yazılmaya başlandı. Distopik romanlar, güncel toplum gerçeklerini ve bireysel sorunları da oldukça başarılı şekilde ortaya çıkarır. Cesur Yeni Dünya kitabı hakkında merak edilen tüm detaylar.
13.04.2023 Eğitim
Materyalizm Nedir, Neyi Savunur? Materyalizmin Temsilcileri Kimlerdir?
Materyalizm Nedir, Neyi Savunur? Materyalizmin Temsilcileri Kimlerdir? Materyalizm, genel tanımı ile varlık maddedir düşüncesini benimseyen bir kuram ya da felsefe dalı olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynı zamanda özdekçilik ve maddecilik şeklinde de isimlendirilirler. Bu kuram, gerçeklik, temas edilen, gözle görülebilen, ölçülebilen özellikte olan maddelerden ibarettir. Materyalizm nedir? Savunuları kimlerdir sizler için ayrıntıları ile derledik.
4.04.2023 Eğitim
‘Ötekilerin Başkenti’nden hikayeler
‘Ötekilerin Başkenti’nden hikayeler Yazar Gökhan Duman, “Ötekilerin Başkenti” kitabında gurbet ile başarı arasına sıkışan göç hikayelerinin ötesine Kreuzberg merceğinden bakıyor.
19.03.2023 Pazar
Lütfen sessizlik, mahkeme başlıyor
Lütfen sessizlik, mahkeme başlıyor “Yargırtma”, dünyadan belki milyonlarca ışık yılı ötede belki de dünyanın kendisinde geçen bir oyun… Adalet duygunuzun temellerinin derinden sarsılacağı bu oyun için lütfen sessizlik, mahkeme başlıyor! Karar size kalmış...
1.01.2023 Kültür Sanat
'Yanlışları olursa gereğini yaparız'
'Yanlışları olursa gereğini yaparız' Üçlü muhtıraya atılan imzaların iki ülkenin NATO üyesi olduğu anlamına gelmediğini vurgulayan Erdoğan, “Bir yanlışları olursa gereğini yaparız. Verilmiş sözler var; İsveç 73 teröristi bize gönderecek. Şu anda 3-4 tane gönderdiler. Bunlar yeterli değil” dedi.
2.07.2022 Siyaset
Cumhurbaşkanı Erdoğan Madrid dönüşü açıkladı! İsveç 3-4 tane terörist gönderdi
Cumhurbaşkanı Erdoğan Madrid dönüşü açıkladı! İsveç 3-4 tane terörist gönderdi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Madrid'deki NATO Liderler Zirvesi sonunda basın mensuplarıyla söyleşi gerçekleştirdi. Zirveye ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, İsveç'in 3-4 tane teröristi Türkiye'ye gönderdiğini söyledi. Öte yandan gündeme ilişkin soruları da yanıtlayan Erdoğan asgari ücretle ilgili de konuştu.
1.07.2022 Siyaset
‘Erdoğan’ın adaylığı meşrudur, yasaldır’
‘Erdoğan’ın adaylığı meşrudur, yasaldır’ MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi.
29.06.2022 Siyaset
'Temel problemlerin kaynağı adaletsizlik'
'Temel problemlerin kaynağı adaletsizlik' İslam’ın hangi gerekçeyle olursa olsun, adaletsizliğe, eşitsizliğe izin vermediğini belirten Kılıçdaroğlu, günümüz İslam dünyasının temel problemlerinin kaynağının adaletsizlik, tek çözümün de adalet olduğunu söyledi.
28.06.2022 Siyaset
Kılıçdaroğlu: İslam dünyasının temel problemlerinin tek çözümü adalettir
Kılıçdaroğlu: İslam dünyasının temel problemlerinin tek çözümü adalettir Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türk Ocakları'nın kuruluşunun 110. yılında düzenlenen İslam Dünyası Meseleleri ve Çözüm Yolları Sempozyumu'na katıldı.
27.06.2022 Siyaset
Tüm dünyanın aradığı yamyamı kafedeki Türk çalışan yakalattı!
Tüm dünyanın aradığı yamyamı kafedeki Türk çalışan yakalattı! Yavru kedileri öldürdüğü videoları Facebook’ta yayınlayarak cinayetlerini işlemeye başlayan Luka Rocco Magnotta’nın yaptıkları korku filmlerini aratmadı. İşlediği her cinayetin amacı dikkat çekmek olan caninin sonunu ise bir Türk getirdi.
15.06.2022 Dünya
ABD'de üniversite Rusya'ya yaptırım olarak Alman Karl Marx'ın adını kaldırdı!
ABD'de üniversite Rusya'ya yaptırım olarak Alman Karl Marx'ın adını kaldırdı! Florida Üniversitesi'ndeki çalışma odasından Karl Marx'ın ismi kaldırıldı. Üniversitenin bu adımı tepkilere sebep olurken, Rus kedilerinden patencilere kadar alınan tek ilginç yaptırım kararı ise bu değil.
24.03.2022 Dünya
Georg Wilhelm Friedrich Hegel Kimdir? Hayatı, Varlık Anlayışı, Felsefesi Ve Sözleri
Georg Wilhelm Friedrich Hegel Kimdir? Hayatı, Varlık Anlayışı, Felsefesi Ve Sözleri Georg Wilhelm Friedrich Hegel, 27 Ağustos 1770 yılında Almanya'nın Stutgart kentinde doğdu. Hegel geliştirdiği ''diyalektik'' kuramıyla Alman İdealizmini yeniden yorumladı. Uzun bir süre felsefe öğretmenliği yapan Alman düşünür, metafizik ve varlık felsefesiyle ilgili 20'den fazla kitap yazdı. Georg Wilhelm Friedrich Hegel kimdir? Hayatı, varlık anlayışı ve felsefesiyle ilgili detayları derledik.
23.03.2022 Eğitim
Tam Rekabet Nedir? Tam Rekabet Piyasası Koşulları Ve Özellikleri Nelerdir?
Tam Rekabet Nedir? Tam Rekabet Piyasası Koşulları Ve Özellikleri Nelerdir? Piyasada aynı ürünü satan ya da aynı hizmeti sunan kurumların arasındaki iktisadi yarışa rekabet denir. 18. yüzyıldan itibaren birçok liberal ve neo-liberal iktisatçı yeni teoriler geliştirmiştir. Bu teoriler ile birlikte birçok rekabet türü ortaya çıkmıştır. Bunlar arasında en bilinenleri tam rekabet, tekelleşme ve fiyat farklılığı politikasıdır. Tam rekabet nedir? Tam rekabet piyasası koşulları ve özellikleri nelerdir tüm detayları ile derledik.
16.12.2021 Ekonomi
Praksis Nedir, Tdk Sözlük Anlamı Ne Demek? Praksis Felsefesi Ne Anlama Gelir?
Praksis Nedir, Tdk Sözlük Anlamı Ne Demek? Praksis Felsefesi Ne Anlama Gelir? Bir insanın, kendi ana dili de olsa günlük yaşamda kullandığı sözcük sayısı sınırlıdır. Kelime dağarcığı kişinin farklı alanda kendini geliştirmesi, çok okuması, bilgi ve görgüsünü artırması ile gelişebilir, genişleyebilir. Değişik alanlardaki kavramlar bu nedenle yabancı gelir ve anlamları da elbette bilinmez ve merak edilir. İşte ilgiyle okuyacağınız praksis nedir, TDK sözlük anlamı ne demek, praksis felsefesi ne anlama gelir ve konu hakkında çok daha fazlasını sizler için derledik.
11.12.2021 Sözlük
Marx ve Lenin, Hindistan'daki düğünde damat Engels'i yalnız bırakmadı
Marx ve Lenin, Hindistan'daki düğünde damat Engels'i yalnız bırakmadı Geçen hafta sonu Marx, Lenin ve Ho Şi Minh, arkadaşları ve damat Friedrich Engels'in düğünü için Hindistan'ın güneyinde yer alan Kerala eyaletindeki büyük komünist buluşmada bir araya geldi. Bununla birlikte işin ilginç yanı, 4 kişi de ünlü siyasi düşünürlerin adını taşıyordu.
19.11.2021 Dünya
İstikrar ve uzlaşının simgesi: Angela Merkel
İstikrar ve uzlaşının simgesi: Angela Merkel Kendi isteğiyle koltuğunu bırakmaya hazırlanan Almanya Şansölyesi Merkel, Doğu Almanya’da sosyalist rejim altında yetişip, Batı’ya liderlik eden güçlü bir siyasetçiydi. Bilim kadını kimliği, liderlik kabiliyetleri ve soğukkanlılığıyla Alman siyasetine uzun yıllar yön veren Merkel, “Avrupa’nın kraliçesi” olarak emekliye ayrılacak
19.09.2021 Dünya
Gerçekliğin yapısı yeniden şekilleniyor
Gerçekliğin yapısı yeniden şekilleniyor VakıfBank Kültür Yayınları, İtalyan filozof Federico Campagna'nın “Teknik ve Büyü: Gerçekliğin Yeniden İnşası” eserini yayımlıyor. Kitapta, modern dünyanın “gerçekliği” irdeleniyor.
1.09.2021 Kültür Sanat
Sanat güçlü değilse o toplum ölür!
Sanat güçlü değilse o toplum ölür! Karl Marx’ın “Komünist Manifesto”su Türkiye’de ilk kez Oyun Sandalı tarafından tiyatroya uyarlandı.
8.08.2021 Kültür Sanat
Determinizm (Belirlenimcilik) Nedir? Felsefede Determinist Bakış Açısı Ne Demek?
Determinizm (Belirlenimcilik) Nedir? Felsefede Determinist Bakış Açısı Ne Demek? Determinizm, evrendeki her kavramı ve olguyu neden - sonuç ilişkisine göre açıklayan felsefi bir görüştür. Bu görüşe göre, insan hiçbir eyleminde özgür değildir. Her şey evrenin kesin yasaları ile birlikte önceden belirlenmiştir. Bu bakımdan Belirlenimcilik, Fatalizm (Kadercilik) ile benzer özelliklere sahip olsa da temelde iki felsefi görüş birbirinden farklıdır. Kadercilikte her şeyi önceden belirleyen Tanrı, determinizmde ise evrenin kendisidir. Determinizm (Belirlenimcilik) nedir? Felsefede determinist bakış açısı ne demek? İşte, merak edilen tüm detaylar.
15.06.2021 Eğitim
Marksizm Nedir, Nasıl Ortaya Çıkmıştır? Marksist Kime Denir?
Marksizm Nedir, Nasıl Ortaya Çıkmıştır? Marksist Kime Denir? Çok sık karşılaşılan ve merak edilen kelimeler içerisinde markizm gelir. Özellikle toplumsal ve siyasal durumlar söz konusu olduğunda karşılaşılan bir sözcük olarak da öne çıkıyor. Peki marksizm nedir, nasıl ortaya çıkmıştır? Marksist kime denir? İşte bu konu hakkında merak edilen tüm detaylar.
9.06.2021 Eğitim
Google medyayı nasıl dönüştürdü?
Google medyayı nasıl dönüştürdü? Gelişen iletişim teknolojileriyle birlikte yeni dünya düzeninin odağı internet oldu. İnternetin yaygınlaşması, kullanıcıların farklı mecralarda ürettikleri bilgilerin tek bir noktada toplanmasını ve algoritmalar aracılığıyla ayrıştırılarak anlamlı bilgilere ulaşılmasını sağlamakta. Bu tarz üretim biçimlerine ve algoritmalara sahip olan şirketler öne çıkıyor. Google da bu şirketlerden biri. Gelin hep birlikte Google’ın ekonomi politiğine ve medyayı değiştirme gücüne Molatik olalım...
16.03.2021 Teknoloji

Benzer Haber Etiketleri

Karl Marx ile ilgili olan tüm haber başlıklarını şu an bulunduğunuz sayfa üzerinden takip edebilirsiniz. Haberlerin detaylarını okumak isterseniz haber başlıklarına tıklayabilir, daha eski gelişmeleri görmek isterseniz ise sayfanın altında yer alan sayfa numaralarına tıklayabilirsiniz.