Ayşe Gökçe Susam

Ayşe Gökçe Susam

milliyetege@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Haber ajansları, “İzmir’in göbeğinde dehşet” diye geçmişler haberi. Sahiden İzmir’in en işlek merkezlerinden biri olan Çankaya’da, beş yıldızlı bir otelin otoparkında bir kadın saldırıya uğradı.
“Gece vakti kadının dışarıda ne işi var” zihniyetini hala açıktan ya da gizliden savunabilenler için belirtelim; her şey güpegündüz oldu bitti...
Otelin otoparkının 7. katına iş çıkışı arabasını almak için gelen kadın, çantasını isteyen saldırgana direnince saldırgan, kadını darp edip, elektroşok cihazıyla bayıltıyor.
Daha sonra kadının ellerini ve ayaklarını bağlayıp, arabayla olay yerinden kaçmaya çalışırken kaza yapıyor. O telaşla arabayı ve içindeki genç kadını bırakıp kaçıyor.
Bütün bu hikayeyi, sadece basit bir noktaya dikkatinizi çekmek için anlatıyorum.
Avrupa’da pek çok ülkede kullanılan çok basit bir pozitif ayrımcılık
uygulaması, Türkiye’de hala yerleşikleşemedi. Bu pozitif ayrımcılık, çok katlı otoparkların girişe en yakın katlarının, en göz önündeki park yerlerinin, özellikle kadın sürücülere ayrılmasından ibaret.

Niyet ve irade
Amacımız, kadınları iş yaşamına ve sosyal yaşamın her alanına daha aktif şekilde dahil etmek mi? Bunu yaparken onları, sık sık maruz kaldıkları ve kalabilecekleri erkek şiddetinden korumak mı?
Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok! Yeter ki sorunu çözme niyeti ve iradesi hasıl olsun.
Çok basit ve akılcı çözümler bulmak ya da bu sorunlara çözüm olarak geliştirilmiş başka uygulamalar neymiş, diye bakmak yeterli.
Böyle bir arayışa girildiğinde, alanına hakim, çok iyi rehberlik edebilecek, donanımlı sivil toplum kuruluşları da zaten halihazırda mevcut.
Ajansların haberine göre, saldırının gerçekleştiği otelin yedinci katında olmayan güvenlik kamerası ya da sokak ışıklandırmaları gibi basit, bildik yöntemler, aslında çok zaman kadınlar için hayati önem taşıyor.
Ya da örneğin kadınları iş çıkışı, gri, insansız, devasa otoparkların ücra köşelerine yürümek zorunda bırakmamak da, en azından bu saldırının yaşanmasını önlemeye yetebilirdi.
Bakalım yetkililer, bu keyifsiz saldırı hikayesini, “İzmir’in göbeğinde dehşet” başlıklı bir üçüncü sayfa haberinden başka bir yere taşıyabilecekler mi?
Şerden hayır doğurma iradesini gösterecekler mi?
Top ortada kalmasın; Valilik, Büyükşehir ve İlçe Belediyeleri, İzmir’in silüetinde yeri olan söz konusu beş yıldızlı otelin, diğer büyük otellerin, AVM’lerin işletmecileri...
Kadın Dostu Kent ünvanını taşıyan İzmir’in ileri gelenleri...
Şimdi bu acı tecrübeden de yola çıkarak, otoparklarda ve benzeri yerlerde kadınları korumayı, güçlendirmeyi hedefleyen pozitif ayrımcılık uygulamalarını hayata geçirmenin zamanıdır.
Top sizlerde.