Festival gibi festival!

30 Temmuz 2023

Anayoldan Kuşadası’na doğru şööyle bi sallandığınızda sağınızda uçsuz bucaksız bi deniz, biraz ileride marina, ta ötede ise Güvercin Ada manzarası karşılar sizi.

Geçen Cuma günü bu manzaraya bir de ‘insan seli’ eklendi.
Türkiye’nin sokak konseptiyle düzenlenen ilk tematik festivali, Kuşadası Sokak Festivali’nin kortej kalabalığıydı bu.

O kadar çok özlemişiz ki bir arada olmayı, birbirimizden çekinmeden, hep bir ağızdan şarkılar söylemeyi o kadar çok özlemişiz ki, bir arada olmak o kadar güzel ki, anlatamam.

28 Temmuz’da başladı festival. Bugün son günü.

Her anı dolu dolu bir organizasyon oldu.

Ayhan Sicimoğlu

Yazının Devamı

Herkes köfte yapar ama Sofu usta kuzudan yapar!

23 Temmuz 2023

Köfte sevdamı duymayan kalmadı artık. Kaldıysa da yaptığımız televizyon programıyla herkesin haberi olmuştur. Köfte Dedektifi programım için epey köfteci dolaştım. Genel olarak gittiğim köfteciler güzeldi. Ancak bazıları “daha güzeldi”!

İşte onlardan biri Konya Keresteciler Sitesi’nde bulunan Köfteci Sofu. İsmail Tatgil aslında bir muhasebeci. 1950 yılında yanında çalışanlar ayrılınca İsmail amca kendini bir lokantanın mutfağında bulmuş. Askerliğini yaptıktan sonra kendi işyerini açmış İsmail usta. Mesleğe başladığı günden bu yana yaptığı ürünleri hiç değiştirmemiş. Kuzu şiş köfte, kuzu şiş ve tavuk şiş yapıyorlar dükkanlarında.

Siparişin yanında salata, soğan, yeşillik hemen geliyor. İsteyene cacık da var. Enteresan olansa köftenizi yerken cacık dahil biten yancılar hemen tamamlanıyor. İkinci, üçüncü cacığa para ödemiyorsunuz yani.

3 kuşak bir arada çalışıyorlarmış düne kadar ancak İsmail amca pandemiden beri seyreltmiş dükkana geliş gidişlerini. Başta söylediğim gibi, benim İsmail amcayı tanımam, çektiğimiz Köfte

Yazının Devamı

Bostanlı’da İtalyan işi sandviç!

16 Temmuz 2023

Hani meşhur bi söz var ya; terzi kendi söküğünü dikemezmiş diye, benim durumum tam da öyle! Köfteydi, festivaldi, köydü derken oturduğum semti, Bostanlı’yı şöyle bi gezmeyeli yıllar olmuş neredeyse. Öyledir bu iş. Nasılsa oralısın ya, sonra gezerim, sonra dolanırım duygusu taşırsın hep. Ama bi bakmışsın semtin şekli şemali değişivermiş. 26 yıllık İzmir Karşıyaka damadıyım ben. Hanım köylüyüm anlayacağınız. Geçen gün kaynanama gittik, serin serin oturup çaylarımızı yudumlarken oğlum Efe “Baba ben tost istiyom” deyince isteğini yerine getirmek üzere kalktık.

Bostanlı çarşıya uzandık baba oğul. Şöyle diyeyim, İzmir Bostanlı pazar yerinin oradan, trafiğe kapalı alandan, taa Bostanlı Camii’ne, oradan da tiyatroya kadar uzanan şahane bir yürüme alanı olmuş. Köprüden itibaren araç trafiği var ama ona rağmen neredeyse Kıbrıs Şehitleri kadar hareketli bi güzergah olmuş burası.

Kafeler, restoranlar, balıkçılar, söğüşçü, kokoreççi, midyeci, her keseye hitabeden dükkan var

Yazının Devamı

Kiraz ağaçlarının gözyaşları

9 Temmuz 2023

Bu köşeden hep güzel şeyler yazmaya gayret gösteriyorum. Çevremizde olan onca olumsuzluğa rağmen iyi tarafından bakmaya çalışıyorum her şeye. Fakat gelin görün ki bazen iyi tarafından da baksanız, bakış açınızı da değiştirseniz üzüntünüze mani olamıyorsunuz. Size son dönemde sık sık köyüm Çınardibi’nden sözediyorum. Doğasının, insanının güzelliğinden bahsediyorum. Yerli domatesini, barbunyasını ve şahane kirazlarını anlatıyorum. Zaman zaman da köyden manzaralar paylaşıyorum, efsane kiraz ağaçlarını storylerimde gözlerinizin önüne getiriyorum. Mayıs başında telli duvaklı gelinlikler bürünmüş kiraz ağaçlarının çiçeklerini paylaştığımda, kiraz bol olacak bu sene demiştim. Öyle de oldu. Hani şu meşhur replikteki gibiydi her şey; dalları bastı kiraz! Ara sıra gittiğim köy kahvesinde yüzler gülüyordu. Yeni seneye dair hayaller kurulmaya başlanmıştı bile kirazın bolluğu ile bitlikte. Ve ne olduysa haziran ayı ortasında oldu. Bi kaç zamansız yağmur geldi geçti önce. Ama kiraz

Yazının Devamı

Midye sektöründen medyaya oradan da dönerciliğe… 

18 Haziran 2023

Heyecan dolu bi hafta yaşıyorum. Önceki yazılarımda üstü kapalı bahsettiğim televizyon programım, Tivibu Tivilife kanalında yayına girdi. Programın adı; Köfte Dedektifi. Dilerim izlersiniz, izlerken de keyif alırsınız. Geçtiğimiz salı günü kanalın lansmanı için İstanbul’daydım. Güzel bir lansmanla yeni kanalın, yepyeni programları izleyicisiyle buluştu. Bugüne kadarki tüm İstanbul seyahatlerim gibi bu da çok hızlı bir yolculuk oldu.

Lansman gecesinin ertesinde öğle yemeği için uzun bir süredir gitmeyi istediğim, eski dostum Lokman Dağ’ın da ortağı olduğu Dönerci Kadir Usta’ya gittim. Lokman, midye sektöründen medya sektörüne geçen bi Mardinli. Cevval gazeteciliğinin yanında, yaptığı yemek programlarıyla hassas bir damağı olduğunu gördük. Dönerci Kadir Usta ile de gastronomi yolculuğunu başka bir yere taşımış.

Dediğim gibi uzun zamandır gitmek istiyordum Kadir Usta’ya, bizim kanalın lansmanı vesile oldu ve geldim. Ancak ne yazık ki Kadir Öner usta ile tanışmak kısmet olmadı. Çünkü o da bir seyahate gitmiş.

Lokman

Yazının Devamı

Aslında bi pide hikayesi bu!

11 Haziran 2023

1997 senesi, henüz bi kaç aylık evliyiz Ebruyla. Her ne kadar o dönemin modern kafalı gençleriysek de, elimizden geldiğince örf adetine saygılıyız ana babamızın.

Yok gelin mevlidiydi, evin şu eksiğiydi, falancaya gidilmeli, filancalar gelmeliydi ne varsa büyüklerimizin aklında, kırmadan, dökmeden yapmaya çalıştık.

Tam o dönemdi yanılmıyorsam, annem, ”Teyzen size gelmek istiyor Fedo” dedi. Bi hafta sonu, ya da bizim iş çıkışımızdı yanılmıyorsam, rahmetli annem ve rahmetli Fatma teyzem geldiler evimize.

Yeni evliyiz, öyle üç öğün yemek vb. pişmiyor henüz.

Ebruyla ikimiz de aynı gazetede çalışıyoruz, sabah beraber çıkıp, akşam beraber geliyoruz işten. Çoğu zaman ya dışarda yiyoruz ya da dışardan yemek sipariş ediyoruz.

O gün de öyle oldu. Annem ve teyzeme yemek yapamamıştık. Dışardan pide söyleyelim dedik, ki biz de, annem ve teyzem de çok severdi pideyi.

Ben Karşıyaka damadı olduğumdan o dönem pek bilmiyorum Karşıyaka’yı. Eşim Ebru aradı bi pideciyi, verdi siparişleri.

Normalde yarım saatte gelmesi gereken sipariş, bir saate yakın s

Yazının Devamı

Başarılı olmak istiyorsan fark yarat!

28 Mayıs 2023

Robert Bosch, “İnsanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim” demiş. Kesinlikle katılıyorum. Doğru demiş! Malum yeme içme sektörünün yiyen, içen tarafında biri olarak gittiğim dükkanlarda aradığım en önemli şey “güven”. Bu duygunun kolay oluşturulamadığının da ziyadesiyle farkındayım. Güven duygusunu yaratmanın zorluğunu bilmekle birlikte kaybetmenin de zamanın en küçük birimi, bir “an” kadar kolay olduğunu çok net biliyorum.  

Bugün size “güven” üzerine inşa edilmiş bir hikaye anlatmak istiyorum. Biliyorsunuz, pek öyle zincir mağazaları yazıp çizmem. Eğer yazıyorsam da bana göre kendi sektöründe bi fark yaratmıştır. Geçen hafta İstinye Park AVM’ye gittim sevgili abim Turgay Kılınç’la birlikte. Pek öyle AVM gezen biri değilim. Gidiş sebebim La Pollo’s isminde bir tavuk dönerci. Bakmayın havalı bir İtalyan adı oluşuna, klasik bir dönerci burası. Dönerci ama sadece tavuk döner yapıyor. Ve dönerini tavuk buttan sarıyor. Göğüs

Yazının Devamı

Bize ‘YouTube çiftçisi’ diyebilirsiniz

19 Mayıs 2023

Geçen gün köydeki evimizde akşam yemeğinde derin bir muhabbet vardı. Kıymetli köylüm, dostum Aykut Sarıhanlıoğlu dedi ki; “Abi iyi ki küçük de olsa bir toprağımız var. İnsanın kendi gıdasını üretebilmesi kadar güzel bi şey yok”.

Yaşadığımız salgın, hemen yanı başımızdaki savaş, toprağın, kendi kendine yetebilmenin önemini bir kez daha ortaya çıkardı. Evet, Aykut dostum bu düşüncesinde çok haklı. Temelde bu düşünceden olmalı ki, tüm dünyada insanlar kırsal kesimlere yerleşmeye başladı. Belki bu, “Acaba kentten köylere bir geri göç olabilir mi?” sorusunu bile getirdi akıllara. Ancak ben öyle olduğunu düşünmemekle birlikte, daha önce kaleme aldığım bir yazıda da dediğim gibi, bizim gibi kentlerden köylere giden, toprak sahibi olan insanların yerleri değerlendirilebilir. Kısaca ben arazimi işleyemiyorsam, işleyecek birine imkan sağlanabilir. Ya da komşularla bir dayanışma yaparak tarlalar birlikte işlenebilir. Çünkü bu şekilde arazisi olanların büyük çoğunluğu tarım konusunda bilgisiz.

Yazının Devamı