Yüksek saatçilik rehberi (2)

10 Mart 2024

Yüksek saatçilik veya lüks saatler her zaman vardı. Saatler, zenginlik ve güç göstergesi olduğu için hükümdarların, üst düzey bürokratların ve soyluların ilgi alanına giriyordu. İyi saatler hep zamanın en yüksek teknolojisiyle ve en usta zanaatkarların ellerinde üretilir. Bu nedenle kaliteli bir saat nadir görülür ve tarihin hiçbir döneminde ucuza satılmamıştır.

Bilindiği gibi zaman ölçümü yaklaşık 7 bin yıl önce başladı ve yaklaşık 1300’lerde ilk mekanik saat icat edildi, ama 5 yüzyıl öncesine kadar kimse üzerinde bir saat taşıyamıyordu. Bilinen en eski taşınabilir saat 1505’te üretildi. Çilingir ve saat ustası Peter Henlein’a atfedilen (1485-1542) ve halen çalışabilen 45 mm çapındaki bu saat buhurdanlıktan ilham alınarak yumurta şeklinde tasarlanmış. Saat tek ibreli, zincirle boyuna takılarak veya çantada taşınarak kullanılıyordu. (Genç bir koleksiyoner tarafından 1987’de Londra’da bit pazarında keşfedilen saat sahte olduğu düşünüldüğü

Yazının Devamı

Yüksek saatçilik rehberi (1)

3 Mart 2024

Haruki Murakami “Şu dünyada insanlar can sıkıcı olmayan şeylerden hemen bıkarlar. Bıkmadıkları şeyler ise çoğunlukla can sıkıcı şeylerdir. Bu her şeyde böyle olur. Benim sıkılmaya harcayacak zamanım var, ama bir şeylerden bıkmaya harcayacak zamanım yok. Çoğu insan bu ikisi arasındaki ayrımı yapamaz.” demiş. 

Bence Murakami haklı, pek çok şeyden sıkılırız ama hiç bıkmadığımız şeyler var. Usta yazarın sözlerine yer vermemin nedeniyse son zamanlarda yüksek saatçilik dünyasını merak edenlerden gelen sorular. Soruların büyük bir kısmı mekanik saatler konusunda hiçbir şey bilmeyenlerden geldiği için temel konularda bilgi vermek amacıyla küçük bir rehber hazırlamak istedim. 

Bu rehberde Rolex, Cartier, Jaeger-LeCoultre, Patek Philippe, Piaget, Vacheron Constantin, Bulgari ve IWC gibi önemli birçok markadan; Gerald Genta, Ludwig Oechslin, Taro Tanaka ve Eric Giroud birçok değerli insandan söz edeceğim. Ne mutlu ki yalnız değiliz; mühendislik ve tasarım söz konusu olduğunda önümüzü görmek için

Yazının Devamı

Gerçeküstü bir saat

25 Şubat 2024

Kendine ait bir hayali olan kişilerin en çok şikayet ettiği şey zamandır. Çoğu insan enerjisini işine harcadığından hayallerine vakit kalmaz ve günün birinde o rüya artık unutulur, çekmecelerde veya zihnin arka odalarında heba olup gider. Peki ya patronunuz hayallerinizi gerçekleştirmeniz için size destek olsaydı ne yapardınız?

Dünyanın en iyi 10 saat markası arasında yer alan Breitling firmasının ürün sorumlusu Sylvain Berneron patronunu ikna edip bu şansı elde etmiş. Breitling CEO’su Georges Kern de onun bağımsız bir saat üreticisi olmasına destek vermiş. Berneron da ek iş olarak bir saat markası kurmuş. Henüz kendisi ve eşi dışında başka çalışanı olmayan bir şirket ama olsun özgün tasarıma sahip 2,30 mm inceliğindeki asimetrik mekanizmasıyla büyüleyici bulunan ilk model duyurulduğu anda meraklıların aklını başından aldı.

Çoğu mikro marka eğer tecrübeli bir saat ustası işin içinde değilse kendi mekanizmasını üretmeye en azından başlangıçta teşebbüs bile etmez. Nedeni basit, mekanizma demek başka boyut demektir. Ne kadran ne ibreler ne de

Yazının Devamı

Kâğıdın kıvrıldığı yer 

18 Şubat 2024

Gazete, dergi ve kitap okuyanlarla makro (aslında mikro) fotoğrafçılığa ilgi duyanların paylaşacakları ortak zevklerden biri kâğıdın dokusu olabilir. Kaliteli bir kâğıdın yüzeyi ne kadar pürüzsüz olursa yakından bakıldığında durgun bir denizin yüzeyine benzer, bakmaya doyum olmaz. Bu nedenle kimileri çok güzel kâğıtları olan defterlere yazmaya kıyamaz, saklamayı tercih eder. En güzel defterlerde ise incecik olmasına rağmen mürekkebi arkaya geçirmeyen Japon kâğıdı kullanılır.

Japon kâğıdı incecik ve uzun lifli yapısıyla son derece sağlam olduğu için bilinen kâğıtlara benzemez. Birbirinden farklı yöntemlerle üretilen, bu nedenle birçok türü bulunan Japon kâğıdı 1300 yıldır sürgülü kapı perdelerinden sandaletlere, kaligrafiden kitaplara kadar hemen her alanda kullanıldı.

Japon kâğıdı (Türkçe Vaşi, İngilizce yazımıyla Washi) inanılmaz ince bir kâğıt ama metrekaresi 1,6 gram ağırlığında ve 0,02 milimetre inceliğiyle yarı saydam olan Tosa Vaşi ise incenin de incesi bir kâğıt türüdür, bu nedenle

Yazının Devamı

Bir labirent olarak kitap

11 Şubat 2024

Yazar ve akademisyen Umberto Eco’nun “Gülün Adı” (1980) isimli ünlü romanında, Fransisken soruşturmacı William ve çırağı Adso katili ararken mutfaktaki gizli geçitten manastır kütüphanesine girerler. William ve Adso, şaşkınlık içinde karmaşık bir sisteme sahip bu dini kütüphanede Aristo’nun gülmeyi öven kitabının da bulunduğu bir dolu yasaklı kitabı da keşfeder.  

Kahramanlarımız birbirine merdivenlerle bağlanan birçok odanın bulunduğu labirent şeklinde tasarlanmış bu kütüphanede eğer dikkat etmezlerse rahatlıkla kaybolacaklarını anlayıp dehşete düşerler.  

Eco, kitaptaki labirent bölümü için epeyce uğraşmış: “Bir başka ilginç olay da labirent olayı oldu. Bildiğim bütün labirentler –elimde Santarcangeli’nin güzel araştırması da vardı- açık labirentlerdi. Bunlar oldukça karmaşık ve dolantılarla doluydu. Ama bana kapalı bir labirent gerekliydi (Siz hiç açık bir kitaplık gördünüz mü?) Labirent birçok koridor ve iç salonlarla gereğinden

Yazının Devamı

Rolex. Esquire. Arkeoloji. Genazino.

4 Şubat 2024

Hollywood filmlerinde klişe bir sahne vardır, gazeteci çocuk bisikletiyle evin önünden geçerken rulo yapılmış gazeteyi fırlatır, havada dönerek uçan gazete bahçeyi geçer ve tam da kapının önüne düşer, sonra bir el eğilir ve gazeteyi alır, bazen de gazeteler orada birikir. İşte bu sahnelere bayılırım. (Gazete dağıtan bir çocuğun öyküsünü anlatan basit ama eğlenceli The Paper Brigade diye tv film de var.)

Dergilerin girişlerindeki ilanlar da böyledir. İyi atıldıysa meraklısının hemen önüne düşer. O yüzden editörün yazısına gelene kadar bu sayfalarda gezinmek hoşuma gider. İlanları hemen geçmem, geçene de sinir olurum. Mecraya uygun ve iyi kurgulanmış ilanları severim. Mesela Milliyet’in çok sevdiğim “Arkeoloji” ekinin arka kapağındaki hem mizah hem ciddiyeti bir arada barındıran İş Bankası ilanları hep arkeolojiyle ilgilidir. Arkasında emek varsa iş güzelleşiyor, bu ilanları düşünen-hazırlayan insanlara bravo diyorum, markaya saygım artıyor.

İşte bu nedenle bir haftadır çantamda taşıdığım ve fırsat

Yazının Devamı

Noma, Kyoto ve dergiler

28 Ocak 2024

Yeni İskandinav mutfağının simgelerinden Noma, Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da şef Rene Redzepi tarafından işletilen üç Michelin yıldızlı küçük bir restoran. Yerel malzemelerle yeni tatlar arayan Noma ilk kez 2003’te kapısını açmış.

Günümüzde yerel ve taze ürünlerle mevsime göre yemek yapmayan gurme bir restoran bulmak neredeyse imkansız ancak Noma’dan önce durum böyle değilmiş. Noma, sadece malzeme kullanımıyla değil, pişirme tekniklerinden dekorasyona ve personelin tavrına kadar her konuda yerel olmaya özen gösteriyor.

İlk açıldığında dalga geçilen Noma, fıkralara konu olan velhasıl kimsenin uzun yaşayacağını düşünmediği bir restoranmış. Yemeklerde yerel olmayan hiçbir ürün (mesela zeytinyağı, limon, karabiber yok) Noma mutfağında kullanılmıyor.

2010, 2011, 2012 ve 2014’te Restaurant dergisi tarafından “Dünyanın En İyi Restoranı” seçilen Noma 2021’de “Dünyanın En İyi 50 Restoranı” sıralamasında yine birinci oldu. Noma her yıl birinci olmasa bile çoğu zaman listede ve ilk

Yazının Devamı

Raketa ve tecrübe okulu

21 Ocak 2024

Raketa deyince aklıma Nejat geliyor. Rus saatlerini çok seven ve biriktiren doktor arkadaşımla 2009’da kurulan Türk Saat Forumu vesilesiyle tanışmıştık. İlk kez onda bir Raketa ve diğer Rus saatlerini görmüştüm, hepsi çok sağlam saatlerdi. İçlerinde en iyi tasarıma sahip saat ise Raketa’ydı.

Raketa, üretilmesi zor olan denge yayı dahil olmak üzere bir saatin bütün parçalarını kendi tesislerinde üretiyor ve kendi mekanizmalarını kullanıyor. Bünyesinde bir saatçilik okulu ve müze bulunan Raketa’nın başarısı övgüye değer. Fabrika turlarıyla üretim aşamaları da meraklılara gösteriliyor.

Gorbaçov’un saati

Raketa saatlerinin üretildiği Petrodvorets saat fabrikası, 300 yıl önce Çar I. Petro (Büyük Petro) tarafından 1721’de lüks eşya üretimi için kuruldu. Fabrikada taş oymacılığı ve kuyumculuk dahil birçok atölye vardı. Bir dönem masa saatleri üreten fabrika 1895’te Talberg markasıyla cep saatleri de üretmeye başladı. 1938’de
saat mekanizmalarında kullanılan yakut

Yazının Devamı