Tecrübe konuştu

7 Eylül 2008

Devler iyi savunma ile işi sağlama bağlayıp, kritik anları telaş etmeden atlatıp, Ukrayna’dan sonra bir engeli daha fazla zorlanmadan aştılar


Öylesine bir “kısır” başlangıcı vardı ki maçın, Devlerimiz bir ara beş sayı öne geçtiğinde, basın tribününde “maç koptu!” esprisi kulaktan kulağa yayıldı...
Tribünlerdeki az sayıda Belçikalı, çok sayıda Türk’ün “gol sevinci yaşar gibi” ancak bir - iki basket izleyebildiği ilk altı dakika sonrası millilerimiz, Ender ve Hidayet ile biraz kıpırdandı. Savunma iyiydi de, skorda yine üretkenliği sağlayamıyorduk. İkinci çeyrekte oyun açılır, şutlar girer diye beklerken, 7 dakika daha “kısır ötesi” bir skorsuz savaşım vardı sahada... 17 dakika 23 sayıda kalan Devler, kalan üç dakikalık bölüme Ender, Ersan ve Hido üçlüsüyle bulduğu 13 sayıyı sıkıştırınca oyun kalitemiz, devre biterken arzulanan kıvama geldi.

Zorlanmadan kazandılar
Üçüncü çeyreğin başında Belçika’nın öne geçmeyi bile becerdiği altı

Yazının Devamı

Pota altı ve süreklilik

4 Eylül 2008

12 Dev Adam, yenilenmiş kadronun getirdiği “risk” faktörünü ve kamuoyunun kafasında doğal olarak oluşan “sis perdesini” bir çırpıda kaldırıverdi dün...
Rakip Ukrayna, her ne kadar eski gücünde olmasa da, Devlerimiz için de köklü değişim sürecinin sancıları, sakatlıklarla ayrı bir boyut kazanmıştı. Çok sayıda yıldızın, çeşitli sebeplerle yer almadığı kadronun, hazırlık sürecinde ortaya koyduğu basketbol, “istikrar” adına inişler ve çıkışlar yaşasa da son aşamada “tatmin edici” bir düzeye geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Hem de pota altındaki “ciddi sıkıntılara” rağmen !..
Takım olma konusunda belli bir aşama kaydettiği dün Ukrayna karşısında rahatlıkla gözlenen ay - yıldızlılar, oyunu süratlendirdiği, ya da kontrolü ele geçirdiği dönemlerde yine “süreklilik” sağlayamadı. İkinci çeyreğin sonunda oyunun kopma noktasına gelişi sırasında “Hidayet’i kenarda oturtma lüksünü” kullanabilen Devlerimiz, pota altı savunmasında da

Yazının Devamı

Dört yıl önce, dört yıl sonra

2 Eylül 2008

Avrupa Şampiyonası Elemeleri’nde en son 2004’te boy gösteren 12 Dev Adam, dört yıl geçen “elemesiz” sürecin ardından ilk kez 2009 Avrupa Şampiyonası’na katılabilmek için mücadeleye girişecek

A Milli Basketbol Takımımız, eleme turu oynamadan geçen dört yılın ardından ilk kez yarın başlayacak olan 2009 Avrupa Şampiyonası elemelerinde boy gösterecek.
2004 yılında eleme gruplarında, Bosna Hersek, Hollanda ve Estonya ile birlikte yer aldığı E Grubu’nda ilk sırayı alarak final vizesini kapan ay - yıldızlılar, bu kez de Fransa, Belçika ve Ukrayna’nın bulunduğu C Grubu’nda, Polonya’da önümüzdeki yıl düzenlenecek olan Avrupa Şampiyonası’nın biletini almaya çalışacak.
Millilerimiz, grubundaki ilk maçında yarın akşam Ukrayna ile Abdi İpekçi Salonu’nda karşı karşıya gelecek. Grubun ilk karşılaşması olması açısından büyük önem taşıyan mücadele saat 21.00’de başlayacak ve NTVSpor’dan naklen yayınlanacak.

’Hedefimiz grup birinciliği’

Yazının Devamı

Ha gayret

31 Ağustos 2008

12 Dev Adam, Bosna Hersek karşısında, Macau’da ABD ve Litvanya ile oynadığı maçlardan bu yana en olumlu görüntüsüyle sahadaydı...
Efes World Cup 7’nin ilk iki gününde bariz bir biçimde aksadığımız pota altında, Portekiz’e oranla daha kapasiteli Bosna’ya karşı savunmada Fatih, Barış Hersek, Oğuz ve Kerem Gönlüm ile bu kez daha sağlam durup, Ersan ile ribaund zaafına çare bulup, daha derli toplu bir oyun ortaya koyduk. Takım savunmasını “istediğimizde” daha iyi uygulayıp, rakibin sayı yollarını yine “istediğimizde” kapayıp, “istediğimizde” oyuna çok iyi motive olduk... Bunları yaparken hücumda da, takımın tartışmasız en çok aşama kaydeden ve sivrilen ismi Sinan’ın “deliciliğini” ilk kez bu kadar verimli kullanıp, her geçen gün form düzeyi yükselen Hidayet’in de oyunda olduğu anlarda kalitesini ortaya koymasıyla üçüncü çeyrekte maçı bir anda koparıverdik.
Bir diğer sevindirici olan detay, Hidayet’in sadece 17 dakika oynadığı, takımın diğer tecrübeli

Yazının Devamı

Skoreri bırak, pota altına bak!

30 Ağustos 2008

Herkes “skorer yok” diyedursun, eylül ayındaki Avrupa Şampiyonası elemelerine artık sayılı günler kala 12 Dev Adam’ın başını ağrıtacak daha ciddi sıkıntının pota altı olacağı, dünkü Portekiz maçıyla biraz daha netleşti.
Makedonya’daki dörtlü turnuvada da sancılı olan bu bölge, önceki günkü Büyük Britanya maçında ilk çeyrekteki “ribaund aczi” ile S.O.S. verirken, bu aksaklık, maçın diğer periyotlarındaki üç sayı ve hızlı hücumların ardında gizlenmişti.
Dünkü Portekiz maçında ise, rakibin bu bölgede Devlerimiz’i “hallaç pamuğu” gibi sallaması, faul atışları hariç attıkları 68 sayının 40’ını bu bölgeden bulmaları, açıkçası fiziksel özellikleri üstün olan rakiplere karşı ileride ne gibi ciddi sıkıntılar yaşayacağımızı gösterdi.

Resmen döküldük
En uzun forveti Hidayet’in beline gelen, 1.88’lik Ender’in bile guardlarının yanında “dalyan gibi” kaldığı, yine “kısa ve kalın” olmanın yanında

Yazının Devamı

Britanya morali !

29 Ağustos 2008

Basketbolun da bazen ‘acımasız’ bir spor dalı olabildiği gerçeği Büyük Britanya’nın yüzüne adeta bir tokat gibi vurdu dün...
Şanssızlıkları, ‘yeni oluşum’ ile birlikte ‘sakatlık girdabına’ kapılıp, üst üste gelen yenilgilerle moral motivasyonunu da kaybeden, yani bir anlamda ‘yaralı aslana dönüşen’ 12 Dev Adam’ın karşısına işte böyle kötü bir zamanda çıkmış olmalarıydı...
Üstüne üstlük, tıpkı bizimkiler gibi, üç de önemli sakatları vardı, ama yerine koyacak yenileri de yoktu... Sigorta bedeli ödenmediği için Chicago Bulls’un vize vermediği NBA’li yıldızları Luol Deng ‘evde kalmış’, yegane ‘adam gibi’ pivotları Andrew Betts de Konya’ya sakatlığı nedeniyle gelmemişti... Her neyse, kısa keselim... Bizimkiler de ‘radikal bir hareketle’ Mehmet Okur, Kaya Peker, İbrahim Kutluay, Serkan Erdoğan, Ermal Kurtoğlu gibi aslarından yoksun başladığı hazırlık maratonunda Ömer Aşık, Ömer Onan ve Semih Erden’i sakatlığa kurban vermişti... Yani

Yazının Devamı

Temel hazır, sıra inşada

3 Ağustos 2008

Devlerin, Macau’daki ikinci hazırlık maçında da yine “hazırlıksız” yakalandığını söylemek mümkün aslında.
Litvanya karşısında, ABD maçında ilk çeyrekteki yüksek olan şut yüzdesi, dünkü oyunun neredeyse tamamında aşağıda kalıp (Litvanya % 62, Türkiye % 36.7), buna bir de Semih’in erken faul problemine girmesi (henüz 15. dakikada 4 faul) eklenince yenilgi kaçınılmaz oldu.
Aslında, her iki maça da alıcı gözle baktığımızda, eksik oyunculardan ve henüz maç ritmini yakalamamış olmaktan dem vurarak, “Ömer Aşık oynasaydı, pota altında Litvanya ve ABD’ye bu kadar ezilmezdik”, ya da “en azından biraz daha yüzdeli oynasaydık, bir nokta atıcımız  olsaydı Litvanya’yı yenebilirdik” gibi saptamalar yapmak mümkün. Aslında eksiklere rağmen, kimsenin dikkatini çekmeyen, fakat daha önceki Avrupa şampiyonalarında sürekli takımın başını  ağrıtan “temel sorunlardan” arınmış bir ekip var ortada... Sadece 2006’daki Dünya Şampiyonası’nda güneş gibi doğan, sonra

Yazının Devamı

Takmayın kafaya

1 Ağustos 2008

Yıldızların eksikliği midir, yoksa Uzakdoğu’nun o nemli havasından mıdır, bilinmez. Devler, sanki 2006 Japonya’daki o her maçında zevk ve heyecan veren, yürekleri ağızlara getiren Dünya Şampiyonası’ndaki gibi görkemli bir başlangıç yaptılar ABD karşısında da.
Maçtan önce iki takımın son durumunu şöyle bir masaya yatırırsak, açıkçası millilerimizin galibiyet şansından söz etmek tam tabiriyle “hayalcilik” olurdu. Yola Mehmet Okur, Kaya Peker, İbrahim Kutluay ve Ermal Kurtoğlu gibi kilit isimlerden yoksun çıkan, daha Macau’ya gelemeden önce Ömer Aşık’ı, ardından da Hidayet Türkoğlu’nu sakatlığa kurban veren, topu topu 10 gündür bir arada idman yapan Milli Takımımız’ın Pekin Olimpiyatları’nın tartışmasız bir numaralı şampiyonluk adayı ABD Milli Takımı karşısında yapabilecekleri ortadaydı. Üstüne üstlük, sahaya çıkan Amerikan takımı da, belki de son 20 yılın en iyi kadrosu olmakla birlikte, hem hazır ve bundan da ötesi, HİÇBİR ZAMAN OLMADIĞI KADAR istekli ve arzuluydu.

Hiç görmedik

Yazının Devamı