Murat Şahin

Döviz kurlarının büyük oranda artması en çok kâğıt fiyatlarına etki yaptı. Bunun yanında dünyada, özellikle Çin’de oluşan çok önemli talep artışına paralel olarak, 1 yıl içinde selüloz fiyatları, dolar bazında yüzde 80 civarında arttı. 1 kg kâğıtta yüzde 65-70 oranında selüloz kullanıldığı dikkate alındığında, fiyatların neden yükseldiği ortaya çıkıyor. Ayrıca doğalgaz ve elektrik fiyatlarındaki artışlar da maliyetleri büyük oranda artırdı. Kâğıt fiyatlarındaki artışlar, gazetelerin sayfa sayılarını düşürmesine, yayınevlerinin kapanmasına ve kâğıtla ilgili birçok projenin iptal edilmesine neden oldu. Bütün bunlar, İzmir’de sektör temsilcilerini ve kâğıt fiyatlarının artmasından mağdur olan herkesi İzmir Ticaret Odası’nda bir araya getirdi. Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar, İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener ve İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu’yu buluşturan toplantıda, hükümetten sektör için destek vermesi istendi. Başkanlar, son dönemde İzmir’de sorunların çözümü için oluşturulan birlikteliklere örnek gösterdiği toplantıda, sektörün taleplerini ve çözüm önerilerini Ankara’ya taşıyarak, sonuca ulaştırmak için birlikte

Bugünlerde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kırsal kalkınma projesi İzmir Modeli, başarısı ile adından söz ettiriyor. İzmir’de daha önce de EGS, Güçbirliği gibi birçok başarılı model ortaya çıkmıştı. Bunlardan EGS Modeli, Amerikan üniversitelerinde tez konusu bile olmuştu. EGS’nin kurucularından Şükrü Ünlütürk, İzmir’in yetiştirdiği iş insanlarından biri olarak sonrasında da yaptığı çalışmalarla adından söz ettirdi. Doğu ve Güneydoğu’da tekstil ve konfeksiyon yatırımlarına öncülük yaparak Adıyaman’da kurduğu tesis ile bölge insanını sektör ile tanıştırarak, binlerce kişinin iş bulmasını sağladı. O yıllarda kurulan tesisler hala ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam ediyor. Ünlütürk, bugünlerde de bölgelerarası gelişmişlik farklarının azaltılması ve az gelişmiş bölgelerdeki iş insanlarını odağa alan ‘Bölgelerarası Ortak Girişim Projesi’nin (BORGİP) Çalışma Grubu Başkanı olarak emek harcıyor. Ünlütürk, bütün bunların dışında kendi işinde de örnek bir dönüşüme imza atmış. Geçtiğimiz günlerde EGSD ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda Moda ve Hazır Giyim Federasyonu Yönetim Kurulu üyelerine de şirketindeki değişim ve dönüşümü anlattı.

Ünlütürk, ODTÜ Maden Mühendisliği Mezunu. 5 yıl

Ülke olarak ekonomide sıkıntılı bir dönem yaşıyoruz. Döviz kurlarındaki hareketlenme sonrasında, faiz artışı ve Yeni Ekonomi Programı ile bu süreci atlatmaya çalışıyoruz. Özellikle kurlardaki hızlı artışla birlikte tuvalet kâğıdından una, domatesten otomobile kadar her ürünün fiyatının hızla artması ne kadar da ithalata bağımlı olduğumuzu bir kez daha gözler önüne serdi. Yerli üretimin önemi bir kez daha ortaya çıktı. Katma değeri yüksek üretim ve ihracatla bu sorunların üstesinden geleceğimiz anlaşıldı. Yerli üretim için son günlerde seferberlik başlatıldı. İzmir’de de Dinçsoy Ailesi, 40 yıldır firmalarıyla yerli ve yüksek katma değerli üretimin mücadelesini veriyor. Ar-ge ve inovasyon çalışmaları ile güvenlik cihazları, el ve kapı dedektörleri, çay ve kahve satış otomatları üreten firma, son olarak müzeler için tasarladığı satış otomatı ile otobüsler için soğuk su otomatlarını piyasaya çıkardı. Yurtdışından binlerce euro’ya alınan bu cihazları İzmir’de üreterek özellikle cari açığın düşürülmesine katkı sağlayan Dinçsoy Ailesi, ülkelerine daha çok hizmet için gece gündüz çalışıyor. Ege Bölgesi Sanayi Odası’nda da yıllarca meclis üyeliği yapan Sayıl Dinçsoy ve halen meclis üyesi

Türkiye son iki aydır hızla artan ve bir türlü durulmayan döviz kurları ile yatıp kalkıyor. İsmi tartışma konusu olsa da ekonomide yaşanan sorunlar herkesin malumu. İzmir İş dünyası da bu dönemde yaptığı toplantılarla durumu kavramaya çalışarak, neler yapılması gerektiğini tartışıyor. İzmir’in önde gelen iş dünyası temsilcilerinin yer aldığı İzmir Başkanlar Kurulu da yaptığı ortak açıklamada ülke yönetimine ve onun tutumuna güvendiklerine işaret ederek, “Devletimize, ülkemize, insanımıza, dinamik ekonomimize güvenimiz tamdır, geleceğimiz parlaktır. Dünyanın 17. büyük ekonomisi olan ülkemiz ve binlerce yıla uzanan sağlam devlet geleneğimiz bahse konu zorlukların üstesinden, hiç şüphesiz, gelebilecek kudrettedir” değerlendirmesini yaptı.

Özel kent imajı

Döviz kurunun mevcut seviyelerinin özellikle tarıma dayalı üretim ve ihracat için şans olduğuna dikkat çekilen açıklamada turizm gibi döviz harcaması gerektirmeyen sektörlerin bu ortamda ülkeye önemli katkılar yapabileceği vurgulandı.
Başkanlar, İzmir özelinde de bu son yaşanan gelişmelerin fırsata dönüştürülebileceğini belirterek, “Dünya trendine bakıldığında, artık ‘şehirler’ ön plana çıkmaktadır. Barcelona bu durumun tipik

Bisiklet nasıl pedal çevirmeden yol alamıyorsa, sanayici de yatırım yapmadan mutlu olamıyor. Kurlardaki belirsizliğe, faiz ve enflasyonun yükselmesine, birçok firmanın yatırım kararlarını askıya almasına rağmen içindeki ülke sevdasını ve yatırım aşkını dindiremeyen sanayiciler yatırım yapmaya devam ediyor. Bugünlerde birçok büyük firma konkordato ilan etse de tedbir için projelerini askıya alsa da bazı firmaları hiçbir şey durduramıyor. Bugün sizlere bu örneklerden sadece birini anlatacağım. Bu dönemde işçi çıkarmak yerine, yeni çalışan arayan, yıl sonuna kadar toplam 2.5 milyon euro yatırım yapacak olan Renkler Makine… Şirketin Kemalpaşa ve Manisa Organize Sanayi Bölgelerinde üç üretim tesisi ve iki lojistik merkezi bulunuyor. Mayıs ayında Kros Otomotiv A.Ş. tarafından hisselerinin tamamı alınan Renkler Makine, ekonomide yaşanan tüm sorunlara rağmen yatırım kararından vazgeçmedi. Bu yılın sonuna kadar da 35 milyon euro ciro yapmayı hedefleyen şirket, bu cironun 2.5 milyon eurosunu da yatırıma dönüştürecek.

Büyük projelere imza atıyor

Geçtiğimiz günlerde sohbet etme imkanı bulduğun Renkler Makina Genel Müdürü Güntaç Kocatürk, sürekli yaptıkları yatırımlarla makine ve teknoloji

Fuarlar ve kongreler şehri olma hedefi doğrultusunda çalışan İzmirli yöneticiler, mermer ve gelinlik fuarının ardından kente otomotiv fuarı kazandırmakta da kararlı. Otomotiv sektörünün tüm bileşenlerini bünyesinde toplayacak, kent ekonomisine önemli bir katkı sağlamayı amaçlayan fuar için çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. Bu konuda öncülüğü İzmir Ticaret Odası (İTO) Meclis Başkanı ve 45 yıllık otomotivci Selami Özpoyraz yapıyor. Geçen ay İzmir Ticaret Odası’nda Ege Otomotiv Derneği’nin (EGOD) önde gelen isimlerinin de katıldığı bir toplantıda İZFAŞ’la bir araya gelen otomotivciler, 26 Eylül 2019 tarihini belirledi, fuarın adının da ‘Oto Expo’ olmasını kararlaştırdı. EGOD’un da işbirliğiyle son olarak Ekim 2013’te yapılan Oto Show’un ardından 2016’da da alınan hızlı bir kararla, İzmirli birçok otomotivcinin katılamadığı İzmir Otoshow fuarı düzenlenmişti. 2019’daki fuarla ilgili olarak henüz resmi bir açıklama yok, ancak İTO, EGOD ve İZFAŞ birlikteliğiyle yapılacak organizasyonda otomobil markaları, yedek parça üreticileri başta olmak üzere, otomotiv sektörüyle ilgili her kesimin yer alması planlanıyor. İzmir’in de sektördeki ağırlığını dünyaya duyurmayı amaçlayan fuarın, hem sektöre

İzmir Ticaret Odası (İTO), Mahmut Özgener kaptanlığında, 4 ayı aşkın bir süredir heyecanını hiç kaybetmeden kent için çalışmaya devam ediyor. Önceki gün İzmir İl Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın’ın da yer aldığı Meclis toplantısına katıldım. Toplantının başlangıcında gösterilen aylık faaliyet filminde, yaz dönemi olmasına rağmen yoğun bir çalışma temposu dikkatimi çekti. Bu çalışma içinde sadece Başkan değil, bütün yönetim kurulu üyelerinin ekip olarak çalıştığına şahit oldum. Önceki yıllarda olduğu gibi kurumda tek adam anlayışının sona ermesi, İTO’nun bundan sonra daha iyi noktalara geleceğinin de bir göstergesi.

Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener’in Meclis konuşmasında da İzmir’in ticari hayatına dokunan bütün sektörlerin sorunlarına değinmesi, çözüm için yaptıkları çalışmaları ve önerileri dile getirmesi önemliydi. Özgener, kurlardaki hareketlilik, Türkiye’nin borç stoku ve enflasyonla mücadele gibi en önemli ekonomik sorunları gündeme getirdi ve “Bizler iş dünyası olarak yaz günü çıkan bu fırtınada umudumuzu yitirmedik; ülkemizin bu badireleri atlatacak güç ve disipline sahip olduğuna hep inandık” sözleriyle umudu diri tuttu. Özgener’in bardağın hep dolu tarafını göstermesi,

Son 15 gündür ABD’nin yaptırım kararları sonrasında ekonomide yaşanan fırtına hepimizi derinden etkiledi. Kurlardaki sert iniş çıkışlar, yürekleri ağızlara getirdi. Önemli oranda bir dış borcu ve cari açığı olan ülkemizde, kurlarda meydana gelebilecek artışların bize faturası oldukça kabarık. Döviz artışıyla birlikte, eriyen milli varlıklarımızı da düşünürsek sıkıntının büyük olduğu görülür. Ancak bu şartlara rağmen vatandaştan iş dünyasına bu büyük sorunun çözümü için herkesin tek yürek olması oldukça sevindirici. Herkes, ekonomideki bu fırtına sonrası fatura ödeyeceğini biliyor ancak yine de umudunu kaybetmiyor. Kimisi döviz büroları önünde dolar bozdurarak, kimisi bazı ülkelerin ürünlerini almayarak destek veriyor. İş dünyası temsilcileriyle yaptığım sohbetlerde de yaşananların sadece Türkiye’de alınan kararlarla ilgisi olmadığına, dünya ticaret savaşları ve ABD’nin bu kapsamdaki yaptırımlarının da bir sonucu olduğuna dikkat çekildi.

‘Ülkeye sahip çıkacağız’

İhracat da yapan bir işadamı dostum, döviz kurlarındaki yükselişin ihracatçılar için ilk aşamada fırsat yarattığını ancak, artan maliyetlerle bu fırsatın daha sonra ortadan kalkacağını ifade etti. Bu dönemde kur iniş