İzmir kararını vermeli

9 Nisan 2012

Yıllardır İzmir’in hakettiği yatırımları alamadığından, bu yüzden de gelişmesine engel olunduğundan yakınırdık.

Bir bakıma doğru...
Ama her işte bir hayır vardır. Belki de böylesi daha iyi oldu. Kentin ciddi bir eşik atlama aşamasına geldiği şu günlerde bunu, sağlıklı bir karar vermek fırsatı olarak değerlendirmek de mümkün.
İstanbul özellikle son 20 yılda aşırı hızlı bir büyüme trendi izledi. Yanına yaklaştığı gezegenleri yutan uzaydaki kara delikler gibi hemen her şeyi içine çekip yuttu. Büyüdükçe büyüyüp şişti... Artık fiziksel büyümenin sınırlarına geldiğini de herkes kabul ediyor.
İşte o yüzden gözler İzmir’in üzerinde. Otoyol, hızlı tren gibi önemli ulaşım yatırımlarıyla Türkiye’nin başka bölgelerine bağlanan, bilgi teknolojisinde bir üs olma yoluna giren İzmir’e çevrildi dikkatler...
Önemli bir eşiğe geldiğimiz kesin. Bundan sonrası, bu eşiği nasıl atlayacağımız; o atlayışla nereye varacağımızla ilgili.

Yazının Devamı

Rant kuşkusu veto getirdi

2 Nisan 2012

Bir hafta önce bu sütunlarda İzmir’in güneyinde Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın yapmak istediği stat için düşünülen beş arazinin tümünü İZSU’nun “Baraj havzasında” diyerek veto etmesini ele almıştım.
Örnekköy’de Karşıyaka için stat inşa etmeye, hatta 100 milyon lirayı bulan bedelini üstlenmeye razı Büyükşehir’in, cebinden hiç para çıkmadan yapılacak güneydeki stat için olumsuz tavır takınmasına şaşkınlığımı dile getirdiğim yazıya, “Bir krizimiz daha oldu” başlığını uygun görmüştüm.
“İZSU’nun işgüzarlığı” diyerek sorunu çözeceğini düşündüğüm Başkan Kocaoğlu’ndan bir hamle gelmeyince, “Bu işin içinde bir bit yeniği var” diye düşünüyordum ki, olayın içyüzü ortaya çıktı.
Kocaoğlu, önce cuma günü CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı ziyaret sırasında gazetecilerin sorularını cevaplarken ilk işaretleri verdi.
Fitili ateşleyen, bir gazetecinin Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın “Mazeret üretmesinler, iş üretsinler” sözünü hatırlatması oldu. Kocaoğlu, açtı ağzını yumdu gözünü:
“Müze yapma görevi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın... Spor Bakanlığı da ‘yer göstersin’ diyor. Benim gelenlere, yatırım yapacak olanlara yer gösterme gibi bir zorunluluğum yok. Herkes kendi yerini

Yazının Devamı

Bir krizimiz daha oldu

26 Mart 2012


Bir stat isterken, Spor Bakanımız İzmir’e ikinci stadı da yapacaklarını açıklayınca sevinmiştik. Ancak İZSU’nun, “Baraj koruma havzasına stat yaptırmam” çıkışı hevesimizi kursağımızda bıraktı.
Kentin kuzey bölgesinde yapılacak stat için kopan fırtınaları çoğunuz hatırlar.
Sonunda KSK’nin istediği Mavişehir’deki arazi olmadı ama Örnekköy’de dört dörtlük bir stat için Büyükşehir Belediyesi ile Gençlik ve Spor Bakanlığı, ortak noktada buluştu.
Bakan Suat Kılıç’ın bir ay kadar önce yaptığı ziyarette “Bir stat da güney bölgesine yapacağız” açıklamasından sonra Gaziemir ve çevresinde yer aranıyordu.
Beş ayrı yer belirlendi. Ancak bildiğiniz gibi İZSU, beş yerin tamamını “Tahtalı Barajı mutlak koruma havzası içinde” diyerek veto etti.
* * *

Yazının Devamı

Yatağan’daki travmayı aşmalıyız

19 Mart 2012


Türkiye’de termik santral denince akla Yatağan’da yaşanan büyük sıkıntılar gelir.
1976 yılında hizmete giren, çevre duyarlılığının bulunmadığı 36 yıl öncenin teknolojisiyle, bir Polonya firması tarafından yapılmıştır bu santral...
Gerek yakılan kömürün çok düşük kalorili olması, gerekse teknolojisinin geriliği yüzünden az sıkıntı yaşatmamıştır yöre insanına...
Atmosferin üst katmanlarındaki hava sıcaklığı ile zemine yakın katmanlar arasındaki sıcaklık farkının azalması demek olan “inversiyon” olayını Yatağan Termik Santralı öğretmiştir bize.
Yatağan ilçesinin üzerini kaplayan, o kahverengi zehir bulutunu unutmak mümkün mü?
Unutmadığımız, unutamadığımız içindir ki, termik santral deyince, Yatağan kabusunu hatırlarız; tüylerimiz diken diken olur.

Yazının Devamı

Kaçırılan tarih

12 Mart 2012


Geçen hafta, İzmir’den bir grup gazeteci ile birlikte Almanya’daydık.
Çevreci akımın siyasal harekete dönüşecek kadar duyarlı ve güçlü olduğu Almanya’da, bu kadar çok termik santrala nasıl olup da izin verildiği sorusunun cevabını yarına bırakalım. Zaten bu konuyu anlatan haberler yayınlandıktan sonra önümüzdeki hafta boyunca bunu uzun uzun tartışacağımız kesin.
* * *
Berlin’e birkaç saatliğine de olsa uğrayıp, Bergama Müzesi’ni görmemek olmazdı. İki Almanya birleşmeden önce doğu tarafında kalan müzeyi gezmek şimdiki kadar kolay değildi. Bergamon Museum, “Müzeler Adası” diye bilinen, kanallarla çevrili bölgenin içindeki binalardan biri. Üzerindeki müze binaları da en az 80 yıllık olan ada şimdilerde UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası” kabul edilmiş. Çünkü dünyanın pek çok yerinden getirilmiş, çok önemli tarihi eserleri barındırıyor.
Zeus Sunağı orijinaline sadık kalınarak yapılmış basamaklı kaidenin üzerine monte edilmiş. Sütunlara dokunmak, içinde dolaşmak serbest. Zarar görmesin diye olsa gerek; beton rengi tuhaf bir boya ile boyanmış.
* * *

Yazının Devamı

AK Parti İzmir’i alır mı?

5 Mart 2012


Başlığa bakıp, “Seçime iki seneden fazla zaman var; bunu konuşmanın zamanı mı?” diyenler olabilir. Ancak bu kadar rahat ve iyimser olmamalarını öneririm.
Çünkü böyle düşünmeyenler çok. Özellikle de AK Partililer...
Bu hafta Milliyet Ege Misafir Odası’nda AK Parti İzmir İl Başkanı Ömer Cihat Akay vardı. Ayrıntılarını bugün Milliyet Ege’de okuyabilirsiniz.
İl Başkan Yardımcısı Aziz Demir ve Başkanlık Danışmanı Kazım Erten ile konuğumuz olan Akay, hem İzmir’de bugünün siyasi manzarasıyla ilgili hem de geleceğe yönelik hazırlıklar hakkında ilginç şeyler anlattı.
* * *
Bu yıl hem adaylık hazırlığı yapanlar, hem de partiler için yerel seçim için altyapı hazırlama yılıdır. 2013 yılı başından itibaren ise eskilerin deyimiyle “seçim sath-ı maili”ne girmiş oluruz.

Yazının Devamı

İnciraltı kurtuldu mu?

27 Şubat 2012

İzmir’in yaklaşık 30 senedir tartıştığı bir konuydu İnciraltı... Bahçeler, seralar devam mı etsin, yoksa villalar, alışveriş merkezleri ile mi dolsun?
Tarla bahçe sahipleri, herkesin gözünü diktiği bölgede boğaz tokluğuna çiftçilik yapmaktansa, yerini satıp geleceğini kurtarma derdindeydi.
Kimi inat etti; imar gelmesini bekledi. Kiminin ömrü vefa etmedi. Çoğu da beklemeye tahammülü kalmadığı için sattı yerini. Şu anda arazilerin çoğu yatırım amacıyla satın almış kişi veya şirketlerin elinde.
İzmir’in orta yerindeki el değmemiş bir bölgenin tarla bahçe olarak kalması zaten mümkün değil. Bu yüzden, Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ferdan Çiftçi‘nin “Orası tarım alanı ve tarım yapılır. Hobi bahçesi olsun” diye itiraz etmesi ütopya. Bu yüzden, bundan sonrasına bakalım biz.
Yasa halinde getirilmek istenen plan, 480 hektarlık alanın üçte birini Expo için ayırıyor. Bir bölümü zaten kamuya ait. Bir kısmı da imar düzenlemeleri karşılığında Expo arazisine katılacak.
Yapılaşmaya açık bölümde ise iki ayrı seçenek sunuluyor. Ya sağlık tesisi ve ticaret alanı olacak, ya da isteyen konut yapabilecek. Ancak konuta verilen emsal değeri düşük ve pek karlı olmayabilir. Zaten çoğu

Yazının Devamı

Aklın yolu

20 Şubat 2012


60 yaş kartları üzerinde yaklaşık üç aydır kopan fırtına sonunda dindi diyebiliriz.
Aslında iş bu kadar büyümeden de bu noktaya ulaşmak mümkündü. Sayıştay’ın “Bu yönetmelik yasal değil” yazısı ortaya çıktığı andan itibaren, önerilen çözümler arasında Ankara’nın uyguladığı sistem de vardı.
En son geçen hafta bugün yayınlanan yazımda ben de Ankara modelinin hem İzmir’e uygun, hem de belediye yönetiminin başını ağrıtmayacak bir yol olduğunu yazmıştım.
Aklın yolu bir. Sonunda Başkan Kocaoğlu da ikna oldu.
Bu işi Bakanlar Kurulu’na havale etmenin sorunu çözmediğini, vatandaşın bu tavrı sorumluluktan kaçmak olarak gördüğünü anladı.
Büyükşehir Belediye Meclisi’nin cuma akşamı kabul ettiği yeni “Ulaşım Kartları Yönetmeliği” Ankara’da uygulanmakta olanın hemen hemen aynısı.

Yazının Devamı